bank asya'nın önünden geçerken erincik'e
şiire dön demiştim ceplerindekini boşalt
tam göğsünden bir kadın havalanmıştı birden
dedi ayazda bir el üşürse yalnızlıktan
burada duramayız güneye gitmemiz şart
herkes gitsin güneye aklımız burda kalsın
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Mehmet Binboğa hocamızın doğum günü kutlu olsun tabiki de doğumdan sonraki günleri de huzurlu mutlu olsun.Bu şiirin de üstü örtük,lakin biraz daha ince örtülü
tül perde gibi.İçini görmek ve yorumlamak için dışarının karanlık içerinin aydınlık olması lazım ki içi daha net anlaşılsın.Onur Bilge aydınlatır Kemal Hocam olsaydı
gülmekten çatlatırdı? Vesselam.
Şiir yer yer güzel mesajlar veriyor bana göre fena değil.Vasat.
Onur Hanım ne güzel anlatmış Antalya'yı.
kutlarım onun ve günün kalemini
namık cem
ANTALYA
Torosların yanağından akanı
Sunar mısın toprağına, sevgili?
Kayalardan kurtararak yakanı
Pınar mısın Kırkgöz’ünde, sevgili?
Mihrimâh Sultan;
Sanki bu şiirde biraz hatalar var gibi...
Torosların yanağından akanı
Toprağına, sunar mısın ,sevgili?
Kayalardan kurtararak yakanı
Kırkgöz’ünde,pınar mısın sevgili?
Bu şekilde olursa zannımca daha iyi olur.Diğer şekilde ayaksız şiirdir.
Antalya'ya gelin! Tam zamanı!
ANTALYA
Torosların yanağından akanı
Sunar mısın toprağına, sevgili?
Kayalardan kurtararak yakanı
Pınar mısın Kırkgöz’ünde, sevgili?
Falezlerde şaheserce oyulup
Düden’inde benliğinden soyulup
Çağlayana doğru yola koyulup
Kanar mısın o vuslatta, sevgili?
Feslikan’dan kuşbakışı bakarak
Manavgat’ta şelalede akarak
Kumsallarda vücudunu yakarak
Yunar mısın Akdeniz’de, sevgili?
Yeşilinle, çiçeğinle, hazınla
Yağmurunla, melteminle, nazınla
Göz alıcı kavurucu yazınla
Yanar mısın Çıralı’da, sevgili?
Seraların, bahçelerin, bağların…
Saklıkent’te gelinisin dağların
İskelede çekilirken ağların
Kanar mısın içten içe, sevgili?
Hadriyanus Kapı’sından girerek
Tarihinin gizemine ererek
Hıdırlık’tan asra selam vererek
Kınar mısın günümüzü, sevgili?
Alanya’na, Kemer’ine, Kaş’ına
Betonlaşan metropolün dışına
Aspendos’un otantik bir taşına
Konar mısın kumrularla, sevgili?
Yörüklerin kıl çadırın hayranı
Köylerine, turistlerin seyranı
Katmeriyle gözlemesi, ayranı…
Banar mısın höşmerime, sevgili?
Seyrederken Yedi Arık Çayı’nı
Bağdaş kurup çardağında çayını
Yudumlarken dolunayda ayını
Tınar mısın cennetleri, sevgili?
Tarlalarda pamukların aklaşır
Portakalın limonuna yaklaşır
Mandalinan, muzun, elman koklaşır
Al nar mısın gülümseyen, sevgili?
İşsiz kalıp, sıkışınca başları
Gözlerinde tomur tomur yaşları
Dışarıdan gelen göçmen kuşları
Çınar mısın barındıran, sevgili?
Terminalde fırsatını kollayıp
Çubuk Beli dağlarını sollayıp
Acımadan gurbet ele yollayıp
Sınar mısın ara sıra, sevgili?
Parklarında dolaşırken özleyip
Kepez’inde yollarını gözleyip
Hasretiyle yüreğini közleyip
Anar mısın Onur’unu, sevgili?
Onur BİLGE
Özel isimlerin ilk harfleri büyük harflerle yazılmaz mı efendim? Hele hele yazılan isim Allah (cc) ın ism-i Celali ise buna daha çok dikkat etmek iktiza etmez mi?
BİLMEDİN
Bir ömürdür yele verdim savurdum
Kalanını verdim ama bilmedin
Elimde nar yüreğimi kavurdum
Ateşlere girdim ama bilmedin
Söylemedim içimdeki geleni
Şahit ettim gizlileri bileni
Nasırlaştı çeke çeke çileni
Yüreğimi serdim ama bilmedin
Ak dedimse kara dedin uymadın
Yanlışına doğru desem duymadın
Bir gün olsun hatırımı saymadın
Bütün mazur gördüm ama bilmedin
Eh diyorum kendi düşen ağlamaz
Nefes haktan kul yolumu bağlamaz
Gönül susmuş gayri coşup çağlamaz
Dünyam sensin derdim ama bilmedin
Kalenderim sabır Cennet kapısı
Sadakatmiş meğer aşkın yapısı
Bir ömürse bütün bunun hepisi
Ölüm sensin sardım ama bilmedin
16. 09. 2009
Haşim Kalender
hepimizin dilini damağını kurutan zaman,
bu giden kim,
ya bu gelen,
zamanlar şairler için olsa idi kalırlardı,
şairler sadece zamanlar içinde kalırlardı
bu kim,
zaman ne kadar zamandır mukim
kim bu giden,
ya bu gelen
kim
dedim ve
bir yaş daha yıllanan şair,şiir dostunun,bu güzel ad gününde,ailece mutluluğu dileğimle,mızrapların ortak dili beğendiğim bir şiiriyle şiire ve sabaha merhaba diyorum..
Bülbülün Çilesi
Gül/üşür tutulup aşka can ile ten ikliminde
Bölüşür ol gamı bülbül nağme-i ateş dilinde
Bir zulmet-i sevda çeker doğan günün seherinde
Yaratılış sırrı gizli nağme nağme kederinde
Ol baharın dalı çılgın elvan-ı irem bağının
Azar-ı paya alışkın kavak yellerinde şaşkın
Ah bir naz-ı istiğnaya meyl edip de kurban misal
Kul oluptur celladına şakıdıkça göğünür dal
Ağla bülbül ağla bülbül sonu yokmuş bu yanmanın
Yürekte açan goncanın hasretine dayanmanın
Gözün yaşı sebil olsa tegafül gösterir cânâ
Aşk yok ise aynamızda boşuna geldik cihana
Gel de vazgeç ahuzardan gül şımarır ilkbaharda
Bir gonca fem değil midir arandığın şarkılarda
'Şol cennetin' sürgünüyüz hiç diner mi bu ıstırap
Kaçtıkça tatlanır kâfir 'böyle emreylemiş Çalap'
Eyvah bülbül hayta bülbül gülizar oldu virane
Sevda sabır tesbihidir çekeceksin tane tane
Ne yare vuslat görünür ne verilir cana kıymet
Gül dediğin rum ateşi merhamet cânâ merhamet
Haziran 2011
Üsküdar
Mehmet Binboğa
Naci ağabeyi,men doğru yazmışam.
:)
Sayın Mehmet Hocam,hak edilmeyen şan ve şöhret kişileri,kibirli ve gururlu yapar.
Öyle meşhur olmayan şairlerimiz vardır ki,şairim diye ortalıkta hava atanlardan bin tanesini toplasan, o gerçek şairimizin tırnağı bile olamaz.
Şairlik özel bir duygudur,allah bu duyguyu da herkese nasip etmez.Bu özelliğe sahip olanlar kendini belli eder.
'dönülürse şiire bir kadından dönülür '
metindeki tek akıl sektirmesi buydu gibi..
gerisi hey onbeşli onbeşli...
çıkarırım değil,çıkartırım olacak Melahat hanım..
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta