Yitik bir kavme hiyerogliflerden yadigâr,
doğurgan bir kadındı “anne”,
ve gurur,
olabildiğince dayanmaktaydı,
şiddet hacim alırken bedeninde…
Hangi gölge yok saydı annem kıvrımlarını,
Ve hissedemedi çizgilerini yaşam…
Hayat neyi mümkün kılamadı kalbinde,
Neydi hani eksik kalan…
Ve hacmine küfrederken o,
Kimin yumruklarıydı bozan ağır aksak geçen bir hayatı…
Eti ezilirdi, bir ayyaşın son dermanında,
Göğsünü sızlatırdı Kerbela’dan kalan bir yumruk,
Elinde kalan, hiçe sayılmış bir insanlık,
ve küfredilmişliğin acizliği gözlerinde,
bir kadınlığın henüz taze yaraları sarılmaya çalışılırdı
yatarken öylece…
Bir kapı açılır, ilkel bir yalnızlık sokulurdu içeri
O vakit, hakaret idrak edilirdi soluk bir yüzde
Çatışan, kaçışan, saçılan bu sen misin?
Bir dene, bir başkasını yaşamak iyi gelebilirdi
Zaten, soluk aldığın bu bedende,
kim dayanabilirdi!
Oraya buraya çarpılan, bu sen misin?
Sonra,
parça başı yaşanılan mutluluklar geçerdi gözlerinden,
Kuşatsın diye ruhunu, alelade bir avuntu edinilirdi,
Biraz makyaj yapılırdı kanayan kıvrımlara,
Şöyle el yordamıyla pembeleştirilirdi yanaklar ve
kısık bir mutluluk takınılırdı yüzünde, hani ihtiyaçtan…
Biz büyürdük,
O sentetik mutluluklar takınırdı o zaman,
Göstermek boyanmış bir erinci
Gurudandı…
Ben yazarken bunları
Bilirdim belki kolaya kaçmaktı,
Bekli de... her neyse…
Bizimki işte, afyon tadında kotarmaktı,
içler acısı bir dünü
ve çiselemekti anaç bir hüznü…
Kayıt Tarihi : 6.4.2007 23:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrik ediyorum ve soy adından dolayı neeli olduğunu merak ediyorum. Tüm güzellikler seninle olsun.
içler acısı bir dünü
ve çiselemekti anaç bir hüznü…
çok güzeldi,tebrik ederim....
TÜM YORUMLAR (2)