Sanıyorum Amerika kıtasının orta bölgesinde bekar bir erkek öldüğü zaman., yakınları tarafından yeni ölmüş bir kadının cesedi mezarından çalınıp., gelinlik giydiriliyor ve süslenp-püslendikten sonra ölen bekar erkeğin yanına gömülüyormuş… Amaç., erkeğin hiç olmazsa mezarında yalnız yatmamasıymış….
Bu da bir “ölü gelinler” hikayesi… Sıkça tanıklık ettiğimiz “çocuk gelinler” gerçeğinin bir başka versiyoru…
Her ikisinin de özeti: Kadına yaşarken de rahat yok öldükten sonra da…
Çağdaş insan beyninin asla kabul edemeyeceği bu iğrenç hikaye ve acı gerçekler.., kuşkusuz cehalet ile cinsel açlık evliliğinden doğan.., adı, göbek adı ve soyadı “şiddet” olan ve genellikle erkek kimliği taşıyan doğuştan çıldırmış içgüdünün bir anlamda yaptığı ve yaşattığı terör uygulamasıdır…
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta