herkes uykuyu sever, uyku sessizliği
çapraşık zamanların öfkesi rüyalar
rüya da ufalanan bir çiçeğin kırılganlığını ezdin
uykusu ağır yılanlara duyurulur
kumru kokulu bir rüzgârın esneyişi gece
ne yana baksam o yana devrilir gölgeler
bacağımda künt bir ağrının uzunluğu
ikiye bölündü zaman
aydınlıktan önce
aydınlıktan sonra
mezarını örten bir kartalın bakışı mı karanlık
yoksa boşlukta ışık sektiren ay’ın haylazlığı mı?
biliyorum,biliyorum korkutamaz beni
korkutmaz ölüm
annem dikdörtgen bir odanın köşe başı
her yol ona çıkar
bu oda neden aydınlık dersen
tüm aynalar ona bakar
sen sesimi tanımazsın
sesimin kimliği yok
insanların anavatanı özgürse kuşlar hürdür
öksüzlüğümün rengi yok dili yok
yoklar ülkesinin esareti tırnaklarımı çürüten kan
ben senin suskunluğunu duydum
duydum da… nutku tutuldu güneşin
tılsımlı bir hayatın midesindeki urda büyüyen
umudumu yutan ejderin ağız kokusu yalnızlık
yalnızlığımı ben bilirim bir de tanrı bilir
yan yatan çamura batan gemileri çoğaltan kahramanlara
alkış tutan elleri gördüm - gördünüz- gördük
o yüzden biraz ölüme ihanete bulaştık
olsun yine de
başım havalı
başım yaralı
gökyüzüne caka satan bulutlar gibi
biliriz ki sonbaharın kaçışı kışın açan kardelenleri
küstürmez
herkes uykuyu sever, uyku sessizliği
biliyorum vakit kısa kısa dilimleniyor üzerimize
bacağı kırık bir sandalyenin mahmurluğu sinmiş kapıya
gece uyuya dursun güneş erkenden kapıda
annem dikdörtgen bir odanın köşe başı
her yol ona çıkar
bu oda neden aydınlık dersen
tüm aynalar ona bakar
biliyorum
biliyorum hiçbir korkunun hükmü uzun sürmez gözlerimizde…
………
13-01-2016
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 4.3.2016 00:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!