o zamanlar
bir geçit vardı
armenikdi adı
rumcadan kalma,
ulaşmak için
komşu şehre
çıkıp inmeliydin
ıssız dağların zirvelerine.
unuturdum korkmayı
dik virajlı yollarında
düşünürdüm
nasıl yaşar bu insanlar buralarda
ne yer,ne içerler
tasalanırdı küçük yüreğim
kalmak isterdi oralarda.
anladım yaş yedi olunca okula başlayınca
köy olmanın farkını, şehre kattığı tadını
hiç köyüm olmadı,koklayamadım şafaktaki nemini
pazar pikniklerinden başka güle oynaya.
çok tuhaf bir duygu ama
ait hissetmedim kendimi hiç
şehrin cakcaklı yaşantısına
ilk okul da anlamadım ki farkı
tüm mahalle çocukları aynı okulda
içerdik her tenefüs sütlü sıcak çukulata.
orta okul biraz fark etti, çeşitli guruplar toplanınca
lisede dank etti, kurşun yemiş gibi kafaya
ilk mücadele yılları kültür farklılıklarına
atlattık desem de darbelerin izleri ruhumda
üniversitedesin işte, gerçekle karşı karşıya
ister şehirden,ister dağdan
bütün kozlar ortada,ister iskambil oyna
istersen santranç tahtasında sabahla
tanımalıydım,anlamalıydım
paylaşabilmek için koklamalıydım
küçük bir sırt çantası omuzumda
bıraktım şehirli yalanları arkamda
başladım köy köy dolaşmaya
özendim onlar ekinlerini biçtikçe
çok samimi doğaldılar
sıcakcık sütlerini paylaşacak kadar benimle.
yıllar geçti böylece
bulamadım yüzlerdeki
tertemiz ifadeyi huzurun adresini şehirde.
çok mu şey istiyordum kendimden
içinde odun yakabileceğim bir soba
üzerinde kurtlu kestanede olsa
ot çayını huzurla yudumla.
iyi de ben tanımaya çalışırken alemi
iş işten çoktan geçti,
ortalık karıştı düzen allak bullak
en iyi arkadaşlar kanlı bıçak
suçlu yoktu ortada
yargısız infaz yetti onlara.
korkmadım ıssız dağlarda
kurtlardan,çakallardan,yaban atları,domuzlardan
şehirde korktuğum kadar kurşun yağmurundan.
delik deşikti duvarlar
sıcak çukulata fincanı parmaklarında
kankamın akıyordu yanaklarından
çocukluğumun adresi sah,aflar sokağında
dedem yok oldu,bir gece tek bombada
dahası var.....çok uzun hikaye
değişen ne var bugün, her şey al baştan
her haber bülteninde
sıkıldım, mindere yapışmaktan.
vazgeçtim vazgeçtim çoktan
sıcak çukulatadan
kekik çayı iyi geliyor kalbime
tükenmezse
şehir eşkiyalarının elinde.
dağlaramı göçmeli kalan ömrümde
bir otta üretsem mutlu olurum
bir yudum içildiğinde.
06.11.2006-ant/kaş/kal-
Nazan İzmirliKayıt Tarihi : 6.12.2006 16:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eski bir günlükten, bugüne yolculuk. Bugün sıcak çukulata istedi canım,sonra durakladım, neden dedim kendime, uzandı parmaklarım eski bir günlüğe.
![Nazan İzmirli](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/06/sicak-cukulata.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)