Bir kış boyunca onun ile ne güzel günler geçirdim. Kah yakınındaydım kah uzağında. Yakınında olduğum zaman bana hep sıcak davrandı, uzaklarda olduğum zaman asla yanıma niye gelmedin diye küsmedi... Şimdi ayrılık zamanı geldi çattı... Biliyorum ki onu çok özleyeceğim. O da beni özler mi artık orasını bilemem, onun bileceği iş...
Onu beslediğim zaman, dolu dolu ısıttı hem yüreğimi, hem bedenimi, hem de ruhumu. Kötü bile davransam asla küsmez bana. Bazen hastalanırsa da, damarları tıkanırsa da yine de bana mısın demez, durumundan hiç şikayet etmez benim canım sobam o... Soba deyip de geçmeyin. Eskiden, yani bundan kırk elli sene öncesinde evlerimizin büyük çoğunluğu sobalar ile ısıtılırdı. Kimi kömür ile, kimi odun ile, kimisi de köylerde kokar yakıt dedikleri tezek ile gürül gürül yanardı sobalarımız. Kuzine sobalar vardı, üstünde yemek ısıtılır patates közlenirdi...
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta