Nazlı gönül söyle bana
Delâl midir adın senin?
Eski çağlardan bu yana
İclâl midir adın senin?
Aşkı arar dert bulursun
Seneler, nesiller değişse bile
Benlik kapısında eşikler aynı!
Hilekâr insanın yöntemi ile
Düzen yapısında keşikler aynı!
Kırılgan sevdalar benzerken cama
Saçlarıma garbi yeli vurunca
Beliklerim bir bir söküldü bugün
Hele bir de hallerimi sorunca
Gözlerimden yaşlar döküldü bugün
Maraş dağlarında bir keklik öter
Alın çizgilerinde bir mazinin izi var
Çatlamış kıvrımların yaşın kadar ihtiyar
Hasret yelleri eser o dâvûdi sesinde
Hatıralar gizlenir zülfünün gölgesinde
Ak gövdemde göveren hayat vardı önceden
Canlı cansız varlıklar bana yârdı önceden
Bazen yörük kızına sevdalı belik oldum
Bazen kara çadıra koyu gölgelik oldum
Hayatın derdi kar, çilesi dolu
Bir türlü dur durak bilmiyor annem
Sanki bir labirent sapağı, yolu
Yürüdükçe sonu gelmiyor annem
Benimle oynuyor feleğin aklı
Felç olmuş takvimleri, saatleri kırarak
Ömrümü rehin alan güze mi darılayım?
Duvara omuz verip hüzünle hıçkırarak
Aynadaki yabancı yüze mi darılayım?
Erişmek mümkün değil yüreğimin dengine
Asude kelimeler boynunu büktüğünde
Bir damla kan süzülür içini döktüğünde
Kurşun yelekli kalem, kağıdı öptüğünde
Manzume sokağında sükût bana yâr olur
Sözün bittiği yerde bu şehir ağyâr olur
Hayat! Sana söyleyecek sözüm yok
Cümleleri kura kura eskittim
Ne yazında ne kışında gözüm yok
Baharları sora sora eskittim
Körpe güller yeşerirken dallarda
Öyle bir yerdeyim ki ne gecedir ne gündüz
Dipsiz bir kuyu sanki, ne güneş var ne yıldız
Rasyonel zekâları, bilimi yargıladım
Düşünen insanları düşmanca sorguladım
Günah keçisi seçtim kader yazılmış diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!