cümlelerin doğduğu yerde
güneşle selamlaştı
hesapsız vedalar
gözler çarpıştı
kırılgan yüzler albümlerde kaldı
yutkunamadı sevda
ansızın oturduğum masada
yudumlarken kokunu
saklanamıyorum ellerine
gülüşüm peçeli,
uçurumlara açılan sayfalar
renklerini yitiriyor gözlerinde
gözlerin geldi aklıma
bir ufak rakının yalnızlığında,
başımı dayayacak şiir arıyorum
kadeh kadeh vuruyor yokluğun
yıllarda yorgun bu gece,
düşündükçe kayıyor yıldızlar
sürgün cıvıltılar
koşuyor düş bulutlarına
lacivert göklerin dudağı
buruk resimler çiziyor
kanadına serçenin
baharda kalmış yarenlikle
camların buğusu
sırılsıklam yağmur
kirpiklerimden geçiyor
sokakların hürriyeti
gecenin reyhani ayazı
sicim gibi yağarken
yüzünde ipek bir tebessüm
karanlığın içinde süzülüyor
hırsız gözler usulca dokunurken
avuçlarında sımsıcak göz yaşları
denizler kadar hırçın soluğu
kıvrım kıvrım daralıyor yollar
dalgalanan bu deniz
güneşi koklayacak
kuşluk vakti
martıların öpüşleri kanatlanıp
şafak sökecek yürekte
kadife yapraklı menekşe
portakal ağacına yaslanırken
yine afilli durmuşsun
bulutlar kambur göklerin çatısında
ayakların zamanın kapısına dayalı
saçlarına kar yağmış
aklının ucundan geçiyor mu turnalar?
gökyüzünün mevsiminden düşerken
çırpınan gövde,
teslimiyette tükenmiş
sayısız günlerin çığlığı
çanlar aykırı çalıyor
ürperen yaralar açık
arada yollar şehirler vardı
vazgeçemedim senden,
sustu bakışlarım
seller aldı gamzelerimi
boğuluyorum
hangi cehennemdesin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!