Biliyordum...
Bitecekti ve hüzünler saracaktı yine dört biryanı
Askın rengi yok olacaktı
Mavi
Masmavi bir gökyüzü
Siyah olacaktı…
Birinci tekil şahsın hayalleri vardı
İkinci tekil şahsı en üste koydu
Üçüncü tekil şahıs olacağını
Bilmiyordu...
Kendi halinin çekimlerinde kayboldu...
Gemide kaldı gördüklerim
Demir oldum
Atıldım
Orda kaldım
Zamanı gelince boşluğumu doldurursunuz
Denizde bıraktığım..
Ölüm kadar sıcak, ölü kadar soğuk bir geceydi bugün
Denizle ufkun seviştiği yerde beklerdi hüzün
Kaptan-ı Derya nizamı layık görüldüyse o gün sana
Korkma sür...
Ya dümenin önünde bitecek
Yada arkasında geçecek ömrün...
O kadar gerçekti ki
yalanlarınız.
Ayırt edemedim.
İnandım koşulsuz.
Şimdiyse
boktan bir hayat
Alay ederdim denizde mahsur kalmış dalgalarla…
Eğlenirdim dalgalara kapılmış sevdalarla
Nerden bileyim benim sevdamda o dalgalarda
Nerden bileyim sende mahsur kalmışsın orda
Ne zaman balıkçı teknesi görsem seni sorardım.
Hayatta doğrular yanlışları götürür... Vazgeçemeyeceğin doğruların olmalı ki yanlış insanlardan vazgeçebilesin.
Beni sana bağlayan sen, nasıl olurda beni senden koparan sen olabilirsin…
Bunca yıldan sonra tekrar yazıya dökmüşken beni, nasıl nefret ettirebilirsin okuduğum kendimden seni…
Yırtıp atsam da sayfaları içimde kalmıştı adına yazdığım mısraları
Sana koparıp da veremediğim papatyalar kurumuştu arasında. Yırtamamıştım…
Kalem tutamayan ellerime kalem tutturup, ağlamayı unutan bu gözleri yaşlarla doldurdun ve böyle insafsızca çekip gidiyorsun şimdi.
Ben senin adını düşürmezken dilimden, kimselere söylemeyip mısralara saklarken aşkımı kıskancımdan, sen gidip de sıfatını tanımadığım isimlerle içli dışlı oldun…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!