Bilmediğin nâsa olursan kefil
Acını kesemez tarçın zencefil
Düşer itibardan olursun sefil
Cürümlerin süt kardeşi kefalet
Misafir bulursan hanene getür
Kahpe felek benim nerde
Kara bahtım ak eyledi
Pervaneler gibi nârde
Vücudumu yak eyledi
Bir yâr bana dolap kurdu
İptida vücudun yapan üstada
Bes eylerim daim besten içeri
Sununca o pîrim bir kâse bâde
Aşk-ı Mevlâ girdi resten içeri
Hep böyle devreder felekler burçlar
Muhabbet küpünün olsam şarabı
Yar beni doldurup içer mi bilmem
Mamur olmak için gönül harabı
Bir mimar eline geçer mi bilmem
Aşıkın olmaz mı çile çekmezi
Şu kimsesiz sahralara
Diken oldu gülüm benim
Gizli gizli tenhalarda
Ağlamaktır halim benim
Gülü dikene katalı
Aşkın eleğini aldım elime
Çalkamadan unu eler eleğim
Dil ağlar avunmaz pîr-i velime
Beşiğine niyaz edip belerim
Beşik bulunmazsa pîrin evinde
Zelhâ gibi aşk ateşi içinde
Yusuf gibi düşün yorduğum güzel
Muhabbet menzili iki üçünde
Huzurunda divân kurduğum güzel
Sevda bizim beynimizde var oldu
Takatim kalmadı, aşkın yayının
Çekip kirişinden kuramıyorum
Her gece düşümde bir hercaînin
Âteşi aşkından duramıyorum
Aşk u sevdâ hayal midir, zan mıdır
Sahte bir cilveyle gülme yüzüme
Candan muhabbetin var değil bana
Gelip görünsen de kahi gözüme
Derin aşkla gönlün yar değil bana
Hatırımı hasta iken sormaya
Felek bir gün bize bir yol gülmedi
Tuğlar taktı elin Seyranîsine
Yirmi dokuz harften al mahlâs deyi
Teklif eder durur Seyranî'sine
Er isen sözünü yürüt, bin ata
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!