Ayrılmadın arkamdan
Bir uzundan bir kısacıktın
Ruhuma örnektin
Sen de Güneşe göre oldun
Basmadım üzerinden
Bir resim gördüm geçenlerde
Biri bana bakıyordu.
Arkasında bir demir vardı, büyük,
Siyah nefes alıyordu şehir
Oku diyordu gözlerimden içimi
O kadar zor da değildi yüzünün rengi
Gökyüzüne yükselen bir binanın
En dibinde
Yerin altında
İmaret sen de saklı
Altın da
Yıldızları okurken gökyüzü derinliklerinde
Bir kartalın teninde saklanıyor kılıcım
İpeği kesmeye kıyamıyorsun.
Her aldığım nefes mürekkebe döndüğünde
Güneşin gülümseyecek anını bekledim
O yabancı kuşun kanatlarında.
Titrer kalbi yanan bakışların
Karıldı onlar semaya.
Sense biraz bekle,
Acele etme ağlamaya!
Senin derdin eskisinden karışık
Gecelerde iz bırakmış gözlerin,
Böyle gecelerin birine dalıp
Sebepsiz yürüyorum, Ay’a rağmen
Ve söz vererek, o sözü de anlamadan...
Tıpkı yazdığım şiirler gibi
Bir kenarda sanki, bazen görünür dibi,
Bir çok şiir türetilmiş, görmedim
Nice sözler yanlış ele alınmış.
Niceler affetmiş günahkârları
Yol yanlış yapılmış bazı yerlerde
Şehrin havası da değişmiş ama
Bunlardan bihaber nefes alıyorum
Sokağın her noktasında
Belki bir gizli köşesinde
Herkese yetecek hüzün bulunur
Herkesi götürecek yol var burada
Huzura...
Kitap da var içine dalmaya
Diğer insanların arasında
Biz beraber yaşardık
Nasıl yaşanırsa.
Günlerin kamçısından bal damlardı
Suyunu çıkarmazdık saatlerin
Duygularımızı yontardık
Bir taşın altında saklanmış huzur
Gün yüzüne çıksa nazarlar değer
Dönmeden birinin yanlış fikrine
Hem bilmesin diye bunu özgeler
Açsaydım diyerek güllere kıyar
Duygulardan önce ne var acaba?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!