mutsuzluğun hakimiyetinde
amansız bir mutluluk fırtınası beklemekti hayat.
gözler de dolanan korku dolu çocuğu saklamak,
tok sözlerdeki tizi saklamak kadar zordu.
gök kubbenin altında uçarken ben,
sessizliğin sesinde yalnız sen vardın.
kulağımı okşarken rüzgar,
yalnız senin nefesin vardı.
sen kokuyordu sanki gökyüzü.
uçan kuşların kanadında selam gönderdim sana.
gözüm,kulağım
gel deyince gelenim,
bir omzunu bana verenim
dar günüm de yetişenim
olur musun?
sussan da ben seni duyar ve hissederim demiştin
bak, gökyüzüne döndüm avaz avaz seslendim sana
duymadın, hissetmedin, gelmedin...
artık yoksun, ben de yokum zaten, kayboldum yine bu ıslak şehirde.
allak bullak bir hayatta,
tepesi taklak bir aşk yaşıyorum.
hayat kazan,
aşk bir kepçe,
bense çorba.
hayat çalkalıyor,
senli yaşamın en güzel yanı,
küçük ayrıntılarda yaşamaktı seni.
gülünce kısılan gözlerin,
meraklanınca fal taşı gibi açılırdı.
sinirlenince kaşların çatılr,
dudakların sağa çekilirdi.
dilim bülbül olmuş şakıyor.
gözlerimde hareler yanıyor,
başım dumanlı durmaz dönüyor.
eyyy had bana neler olmuş böyle?
Soğuk ve karlı bir Ankara akşamında güzel bir doğum günü yemeğine davetliyim.Kalabalık bir grup olacağız.Bir çoğunu o akşam tanımanın verdiği heyecansa diz boyu.Ama biliyorum,eğlenceli ve güzel bir yemek olacak.Çok sevdiğim kuzenlerim eşleriyle birlikte ve şıkır şıkırız.Daha ne olsun ki?
Gittiğimiz mekan çok güzel,canlı müzik de var.Tanışma merasimi sıcak ve samimi.Ortam harika…
Böyleydi hissettiklerim.Taki bir erkek ve beş bayandan oluşan bir grup gelene kadar.Kapı
dan içeri girdikleri andan itibaren dikkatleri üzerlerine çekmişlerdi.Karşımdaki masaya oturdular.
Yemekleri ve içkileri geldi.İçlerindeki bir bayan,siyah tek omuzlu bir elbise giymişdi.Dağınık kömür karası saçları,akça pakça teniyle çok hoş görünüyordu.Diğerleri ona nazaran daha günlük şeyler giymişti ve bakımsızlardı.Belliydi hallerinden,hani şu o kadınlardandılar.Bir iki duble çakırkeyf olmalarına yetmişti.Şen kahkahalar yükseliyordu masalarından.Yanlarındaki adam hepsini dansa kaldırmış,aynı neşe ve ilgiyle dansetmişti onlarla.Siyahlı kadın müziğinde kıvraklığıyla coşmuş,kendini piste atmıştı.Son derece farklı yada şuh denebilicek şekilde raksediyordu.Mekandaki diğer bir çok kadın huzursuz,eşlerinin tepkisini göz takibinde tutuyordu.
Bizim masadaki bir bayan,PAVYON GÜLLERİ dedi kadınlara.Nedendir bilmem,gözümü alamıyordum onlardan.Belki hayatlarını merak ediyordum.Kendi hallerinde eğleniyorlardı işte.
bazen, sadece nefes almak istersin, yaşamış olmak için yaşamak yeter sana. bazen, sırf dinlemek ve susmak gelir içinden, bilirsin ki sen sustukça daha çok öğrenirsin. bazen, günlerce konuşmak, ota boka gülmek istersin çünkü bir maskeye ihtiyacın vardır o günler de...bazen için içine sığmaz, sebebsiz mutluluklar yaşarsın ve ihtiyacın olan tek şey senin içinde diye düşünürsün. bazen, sevgi dağıtırsın içinde ki sevgisizliğe inat, istersin ki senin yaşayamadığını başkasına yaşatasın...bazen, düşlerinin peşine düşer rüzgarlarda savrulmaktan korkmazsın...bazen, düşüncelerinle birlikte ölmek ve yok olmak istersin, hiç bir anı hiç bir iz bırakmadan, bu anlarda anlarsın ki aslında sen sadece dünyadan geçiyorsundur ve mola vermişsindir kendin gibi olan birsürü insanla...
hiç olmadığın kadar adamdın,
ben se hiç olamadığım kadındım bugün.
demek nasip bugüneymiş....
sen
bağırdın,çağırdın,kırdın...
https://youtu.be/SqS90z4AuJM