Şiir zamanı
Yaşanmamış Çocukluğum
Yolda bir çocuk görsem,
Annesinin elini tutmuş,
Bu gece senin yokluğunda dolaştım evreni
Bir kadının çıplaklığı kadar saf ,narin, sonsuzluğun bilinmeyen yerlerine kanat çırptım.
Yıldızlar arası derinden kahkahalar atarak, veya umarsızca ateş toplarından geçerek, bazen de kara deliğin içine girip, beraberce kaybolmak ve anın mucizesine kendimizi bırakmak istedim.
Ne oldu gök kuşağındaki renklere.
Gözlerindeki pırıltıya, enerjiye, karabulutlar mı sindi.
Yokluğunun dayattığı sözcüklerin başına acı kelimesi mi oturdu.
Bir yunusun uçma isteğiyle benim özgürlük anlayışımın ne farkı var ki.
Karanlık ölüm gibi, yalnızlığın habercisi, ürkütücü ve yok edici. Karanlıkta kaybolmak, dehlize daha daha derinlerde kaybolmak gibi bir şey, “karanlık”...
Sessizlik, yalnızlık içersinde, tek başına yol almak; zor gelse de yola devam diyor içimden bir ses yola devam. “Yola devam” bir partinin sloganı gibi oldu düşünürken güldüren. “Yola devam” doğanın insana biçtiği misyon. “yalnızlık”....
Solumda ormanın ürkütücü sesizliğini bozan hayvan bağırmaları ve sonrasında cılız inlemeler, belli ki yasalar bizdeki gibi işliyor güçlü olan diğerini yok etmesi gibi.
Orman karanlık ve ürkütücülüğün yanında, aşk şarkıları söyleyen bülbüle , rüzgarın ıslık çalarak eşlik etmesi. İşte bir yandan karanlık, korku ve yalnızlık diğer yanda güzellik “yola devam”.
Şeyhmus idrisoğlu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!