Şeyhmus İdrisoğlu Şiirleri - Şair Şeyhmu ...

0

TAKİPÇİ

Şeyhmus İdrisoğlu

Sevgili
Ben bu şiiri sana , uygarlığın beşiği Mezopotamya'nın dağlarından,
Dicle ve Fırat'ın hayat verdiği topraklardan yazıyorum.

Sümer, Asur, Akad ve Babil uygarlıklarında yaşanan aşkları,
Ahmed-i Hani'den,Mem û Zîn'i yazıyorum.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Mezopotamya da  Aşk

Fırat’ın sesiyle yankılanır sözlerimiz,
Dicle’nin akışında buluruz kendimizi,
Tarihin tozlu yollarında saklı,
İlk bakışta filizlenen bir aşk bu.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

İnsanın hayali bile Özgür olmalı uçsuz bucaksız.
Ne adaletsiz bir dünya isterim ne de hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir ülke.

Özgürlüklerimiz sınırsız olmalı

Ne kelepçeli ellerim, ne de pranga vurulmuş ayaklarım olsun.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Gözümün önünden geçiyorlar birer birer.
Yorumlaması güç bir rüya gibi.

Akşam karanlığında yüzleri silik, bir o kadar da anlamsız bakışları.

Yüzlerine vuran cılız ışık, dağınık saçları altındaki ,ceset donukluğundaki yüzü ortaya çıkarıyordu.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Eğildi önlerinde güneş, yıldızlar
Ve tüm parlaklığıyla geceye hükmeden ay.
Secdeye durma vaktidir...

Derin kuyuların karanlığı,
Issız çöllerin kum taneleri sıra sizde

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Yıldızların şavkının vurduğu
Issız bir çöldeyim şimdi.
Özlediğim sensin desem
Tası tarağı toplayıp gelir misin yüreğime,
Gözbebeklerime gülüşlerini
Yansıtabilir misin sevgili.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Son Ağıt

Bu, kendim için yazdığım son ağıttır, bilesin.
Küllerimden doğan bir sessizlik konuşuyor,
Hüznün derin kuyularında yankılanan
Bir veda ezgisi gibi.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Bin kez tövbe etsem
akşamı iple çekiyorum.
şişedeki o asil duruşu seyretmek için.
Sadece ben ve o

Aramızdaki büyük aşkı

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Şimdi gurbettesin unutma.
Sesiz sedasız geldiğin bu yerde çılgınlıklar nafile bilesin.
Hayatın sana devrettiği bu misyon senindir artık.

Bir acı birikiyorsa yüreginde paylaşacak bir isim olmalı yanında.

Devamını Oku
Şeyhmus İdrisoğlu

Ben kimim neyim, nerden geldim hangi kimlikle bilmiyorum.
Dört tarafı duvarla kaplı karanlık bir odadayım el yordamıyla yokluyorum duvarları çarpa çarpa.
Oda bomboş. Benden başka kimselerde yok.
Bir çıkış geziyorum, bir delik bir ışık veya bir ses nafile dolanıp duruyorum karanlıkların ortasında.
Ayaklarım çıplak el yordamıyla vücudumu yokluyorum giyisilerim de almışlar Üşümeye başladım nasıl bir girdabın içersindeyim bilmiyorum.
Neredeyim bulunduğum yere yoğunlaşıyorum. Burası bir hücre değil hücre olsa sidik kokusundan bilirim.

Devamını Oku