Seyhan Şiiri - Burhan Güler

Seyhan

on yedi Mayıs sabahının,
bir bahar serinliğinde,
yeni bir güne başlamanın,
heyacanıyla kalkmıştı üstüne.
yatağından,kalktığı ğibi,
sol yanına,
daha önce hiç tatmadığı,
bir sancıyla,yığılmış yere
dişleri arasına sıkışıp kalan,
Anne,kelimesi boğazında düğümlenmişti.
gövdesinden ayrılan bir dal gibi,
kolu kanadı kırılmıştı,
o acımasız soğukluk,
ayaklarından,yüreğine kadar,
sarmış bütün bedenini,
hesapsız ve zamansız bir ölümdü bu,
henüz yirmi ikisindeydi,
adı, Seyhan dı.
Seyhan ırmağı gibi,
akıcı bir yüreği vardı,
yüreği bu sefer onu yanıltmıştı,
halbuki o,yüreğini aşkla örselemişti,
sevdasını,
ak kağıtlara, kibrit çöpleriyle yazacak kadar.
şimdi ben,
ona olan hasretimi,
ona olan özlemimi,
ona olan dostluk borcumu,
aradan tam yedi yıl geçmesine ramen,
bir kaç satırda olsa,
duygularımı yazamamanın acısı içindeyim.
onun ölümüyle,
Ulusta büyük pastahane,
Kızılayda,kirvem barda,
dona kaldı bütün gülümseyişler,
ve ben..
bir ülkeye başkentlik yapan,
bu kent te,
lanet okudum,
bu kaçıncı be?
bukaçıncı ölüm?
sende hep hesapsız mı olur?
Ankara...

(istanbul/2006)

Burhan Güler
Kayıt Tarihi : 15.7.2007 12:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Burhan Güler