ŞEYH ALi SEMERKANDÎ (K.S) 2

ŞEYH ALİ SEMERKANDÎ (K.S) 2

Diyâr-ı rûm fethiyle, Semerkant'tan yürüdü,
Ayak bastığı her Çöl, bir vahaya dönüştü!
Serpip sevgi tohumu, gönülleri bürüdü;
Ahlâk-ı Kur'ân ile küfrü yıkıp, yenişti!

Ömer-ül Farûk sulbî, yolda seçkin ulumuz,
Çekirge Şeyhi bilir, yeşil Bursa İlimiz,
Çamlıdere tapusu, Semerkandî Ali'miz;
Duâsı bereketi, yokluklara sinişti!

İzâhında bîçâre, aklın güdük kaldığı,
Gerçeği anlamayıp, ta'n Ok'unu saldığı,
İnsanların gâfletle, şüphelere daldığı;
Sınamaya kalkanlar, hak Velî'yle tanıştı!

Cedd-i gururu Farûk, mirâsıydı asa'sı,
Hakk doldurmuş heybesin, yoktu dünya tasası,
İbrettir anlayana, Çekirgeler kıssası;
Sırr-ı Hakk'la illetler, âfetlerde sinişti!

Nâsiptar olanların, yurtlarına gelerek,
İmânların kurtardı, Şeytânı zûll kılarak,
Hakk'ın rızâsı için, ona teslim olarak;
Kudret pınarlarından, akan nûrla yunuştu!

Musa'nın(as) asa'sınca, hikmet taşırdı asa,
İçindeki su ile şifâ dağıttı nas'a,
Diyâr-ı rûm irşâdı, emrolunmuş ol has'a,
Cemadat-u hayvanat, lisânıyla konuştu!

Bereketli bir ömür, Hakk'ın rızâsı murâd,
Söz konusu olmamış, bir kerecik münkerât,
Kâinat sırlarını, etmiş bir bir kıraat;
Ol nimetin gelişi, rızâ ile yanıştı!

Yırtıcı, vahşi hayvan, kuzu olurdu onla,
Emrine itaatle, çalışırlardı canla,
Nasıl bir teslimiyet? Ey insan, düşün, anla!
Bu hâl samîmiyetin, sofrasına banıştı!

Aliyy'üs Semerkandî, çoban idi her yönden,
Yaşayarak ders verdi, hâl diliyle hak dînden,
Nâsipliler aldılar, çoğu gâfildi bundan;
Onda öğretme şekli, yakîn bilgi sunuştu!

Türk-İslâmla müşerref, Anadolu Köy, Şehir,
Hakk'ın sâdık kulları, etmedi ânı tehir,
Ab-ı hayata döndü, ellerinde her zehir;
Canlara yurttu gönlü, kâinattan genişti!

Güneş kadar sıcaktı, yaradılmışa öz'de,
Hücre hücre teslimdi, değildi dilde, sözde,
Hakk nûru ışıldardı, nazar kıldığı yüzde;
Zâtına ayân sırlar, Hakk lütfuyla dânişti!

Nâkıs kalem-ü kelâm, tavsif eyleyemez net,
Okuyup, tanıdıkça, hayatıma geldi tat,
Ozan İlo'm sıdkile, dileyip etmeyi yâd,
Mübârek himmetinden, nâsiplenip anıştı!
27.07.2009/18.27