SEYAHAT ŞİİRLERİ

SEYAHAT ŞİİRLERİ

Uğur Akkaş

Ne güzeldir dost olmak seninle, sıcaklığını hissetmek. Yalnız kaldığında yanında olmak ve seni seyretmek…
Ne güzeldir sesini duymak, gülen gözlerine bakmak, sende hayatı yaşamak. Seninle uzaklara gitmek ve seni keşfetmek…
Ne güzeldir seninle hoş sedalar geçirmek, ebediyet diyarlarına seyahat etmek ve seni dinlemek…
Ne güzeldir seninle aşk pınarlarından içmek, içtikçe özlem duymak, benliğimi saran sevgiye ulaşmak ve seni sevmek…
Ne güzeldir seninle umutlarımızda umut yaşamak, seni sende beni sende seni bende bulmak ve seni delicesine özlemek…
Ne güzeldir seni turnalara sormak, martılarla paylaşmak sevgini, dalgalarla bağırmak adını ve seni ölümsüzleştirmek…
Ne güzeldir seni dost ve sevgili görmek ve sevmek…
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Gideceğim buralardan beni otobüs duraklarında arama. Ne tabutta olacağım ne de gözyaşında. Ayaklarım öyle sessiz hareket edecek ki bastığım yerde ayak izimi bulamayacaksın. Uçurumun başında Allah'ım canımı al diye yalvarılmaz. Direkt kendini atarsın boşluğa duaya gerek kalmaz. Ama ben ölmeyeceğim ve yüksekte bir kar gibi birikeceğim. Çığ gibi düşeceğim derin uçurumlara. Kanım sopsoğuk akacak kar suları gibi. Sonra başımı kaldıracağım kardelenler gibi. Hiç boşuna uğraşma ölmeyeceğim. Daha tanışmadım ki ben güneşle ve ayla. Sana kara kış gibi hoşça kal diyeceğim. Sonra bahar gibi dünyamı güneşle ve nisan yağmurlarıyla dolduracağım. Toprak kokusunu duymadan girmeyeceğim mezara. Hayatın kiraz dolu ağaçlarında daldan dala atlayacağım. Bir kelebek bir kuş olacağım. Gökyüzüne doğru bir seyahat edeceğim. Beni basit dolmuş duraklarında arama. Bir bulutun içinde yağmur sularını içeceğim. Yüreğim temizlenecek yeryüzüne ait tozdan ve kirden. Sonra seni tertemiz duygularla seveceğim. Berrak suları içine çeker gibi akacağım yüreğinin en hararetli bölgelerine. Seni ne günahtan korkar gibi ne de cenneti ister gibi seveceğim. Bir çocuğun okuma yazmayı öğrenmesi gibi seveceğim seni. Seninle kuracağım cümlenin en temizini ağzım süt kokarken. Dilimde küfür yokken ve insanlar gölgelerini aydınlığıma indirmemişken, seninle söyleyeceğim kelimelerin en hasını. Bütün insanların yeşil bir ağaçken, kupkuru bir dala dönüştüğünü görmeden seninle inanacağım doğanın sesine. Kulak vereceğim dalga sesine, kuş sesine hayatıma daha yalanlar girmemişken.
Şimdi sen sus, insanlar sussun. Yağmurun sesini dinleyeceğim. Çimenler bir sözcük gibi dizilirken doğanın kitabında, sana yemyeşil şarkılar söyleyeceğim bir cırcır böceğinin ağzından.
Beni öldürmeye çalışma. Daha seni seveceğim. Seninle bir bulutun bir bulata çarpması gibi sağanak öncesi ve sonrası enerji dolu bir hayat yaşayacağım.
..

Devamını Oku
Necmi Gündüz

Sabahinda bu sehrin bir muptelasi ile basbasa,
Yeni acilmis, yari uykulu gozleri ile insanlar,
Sarhoslarin bayilma saatinden bir kac saat once,
Sen de sokaktasin ayni sarhoslukta.

Bir cami avlusundan dagilan insanlar, yeni edilmis dualarinin gevrekliginden,
Sicacik simidin gevrekligine bir seyahat, kazinmis midelere bir lokmacik,
..

Devamını Oku
Dengi Naz

İki harf arası ömür dediğin,
Kalp bilir,
Ruh bilir,
Us inkar eder.
Seyahat ki,
Kıısacık, uzun bildiğin;
Vav'dan Elif'e ulaşır,
..

Devamını Oku
Vahdet Mehmet Güneş

bitti seyahat! düşüncesi varken
bir umudu daha verdi zengin amcazadem
maceraya -mahrumiyet engel olamadan
ilkbaharın ilk günleri Afrikamın
zaman içinde zaman amade
uzak ülkelerin devri alemi
bizi çamur-eflatun yolla beklerken
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

“Kitapların Işığından Edindiğimiz Varlığın Manasını Ebediyete Taşıyan Duyarlılıklarız Biz! .”

“80 GÜNDE DEVRİ ALEM” Adlı Kitaptan Cümle Derlemem:

/ 7 numaralı evde oturuyordu! . Gizemli ve garip bir kişiliğe sahipti! . / Yakışıklı bir adam, / hakkında çok az şey biliniyordu! . / Neyle geçinirdi? . Ne iş yapardı? . Bu konuda da hiç kimse bir bilgiye sahip değildi! . / Boşuna para harcayan biri değildi! . / Onun göze çarpan özelliklerinden biri de, ölçülü bir yapıya sahip oluşuydu! . Bu arada çok az konuştuğunu da söylemeden geçemeyiz! . / Belirli alanda uzman olmamasına karşın, evinde dünyanın en mükemmel haritalarından biri bulunmaktaydı! . Bu da, / seyahati seven bir insan olduğunu düşündürüyordu! . Seyahat konusu açıldığı zaman ayrıntılı bilgiler vermesi, özellikle dikkat çekiyordu! . Belki de, gezi üzerine yazılmış kitapları sürekli okuduğundan, böylesine rahat ve isabetli bir tarzda konuşabiliyordu! . /

{ Kitap Adı: 80 GÜNDE DEVRİ ALEM – Kitap Yazarı: Jules VERNE – Yayına Hazırlayan: Ekrem AYTAR - Yayınevi: PARILTI YAYINCILIK/İSTANBUL/KASIM 2008 – Sayfa: 005, 006 - Cümle Derleme: Kemal KABCIK/ANTALYA/19 Aralık 2014 Cuma 10:38:53 }
..

Devamını Oku
Sevgili Özbek

Dayanmak zor geliyor artık akşamların sessiz karanlıklarına. Senden sensiz, yok/sun. Seni beklemenin sarhoşloğundan, sensizliğin sağırlığına seyahat ediyorum. Her şey anlamsızlaşıyor birden bire. Sesinin musikisini duyamamanın fakirliyiğle bir başka kayboluyorum anlamsızlığın boşluğunda. Ha bir gayret diyerek, bekliyorum. Beklemenin ne olduğunu bilirsin mutlaka. Hele bu beklediğin kişi sevdiğin insansa, işte o vakit, zehir zemberek akar zaman. Esmer isyanların iç dünyasında kor gibi yanar özlem. Burun direkleri sızlarken göz pınarlarından dem çeker hasret, deminden yok/sun.

Sensizliye tutsak kalırken, seni hâlâ bekliyorum. Bir yerlerden geleceğini umutluyorum. Lilipar bulağının kıyısına oturmuşum, sana yakın bir yer. Tam yanıbaşında. Dokunmak istiyorum tenine, ellerimi can sıcaklığıyla uzatıyorum sana, tenim soğuk kalıyor, yok/sun! Mavinin derinliklerinden ilham alarak, düşlerimi uzatmaya çalışıyorum, sırf elâ gözlerinin mahmur süzülüşünü görebilirim diye. Ama tüm cimriliğinle uzaklardasın sen, belki de rüyalarda tüsey papatyalarının arasında kelebek arıyorsundur.

Ağır göz kapaklarım vurgun, seni beklemenin ızdırabıyla rest çekiyor arabesk hayallere. Ne o? Yanıbaşımdasın! Bir şeyler anlatıyorsun, buralardan sıkıldığını ve hiç bir zaman gelmeyeceğini, gelemeyeceğini söylüyorsun. Gecelerin baharı ertelendi diyorsun, belki de yeni şiirlerde kamerî başka yakamozlara dönüşecek diyorsun. Belki de bizsiz doğacak güneşin ufukları. Ne yani, şafak ağarken, aşk bahçesi sonsuzluklar ötesinde ki sohbet sofralarında lâl kalacak öyle mi? Senden uzak? Senden yok/sun.

Off! Oysa ben, yüreğimi besleyen sevginle, saklı zamanların koynunda ilerletirken sensizliği, ufkumda açılan bu ebedî sevinin kahvesini yudumluyordum sıcak sıcak. Ve bir gün bana beyaz güllerin gölgesinde, karanfillerin nar kırmızısı akidesiyle karıştırılmış telvesinden sunacaktın.
..

Devamını Oku
Yüksel Nimet Apel

Seyahat çantam

Turuncuları takındım geldim
yaz olsaydı takardım kulaklarıma
küpe küpe kirazları

kurtuldum nazarlarımdan
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Hava oldukça sıcak, bir yeraltı treninde
Müşterisi çok yoğun, öğlenin ikisinde…

Kapılar açılıyor, inecekler iniyor,
Ardından kapanıyor, nefesler alınmıyor…

Pencereler kapalı, Ağustos ayındayız,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Başka eğlencemiz yok, bu sosyal hayatımız,
İneriz ve bineriz, geçer zamanımız…

İçerisi ev gibi ortam değişmiş olur,
Tanıdık değillerdir saygı, sevgi duyulur…

Sürekli biniyoruz elli dakika kadar,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Anti madde, denilen bir sistem reaktörü,
Çift element destekli hakikatte öngörü…

Yer çekimi reddinde yokluğu çekimsizlik,
Bükülme sonucunda mekânda belirsizlik…

Oluşturulmuş akım mekânları kaldırır,
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Onun ile ilk tanıştığımızda sanırım yetmiş bir ya da yetmiş iki yıllarıydı. Biz daha ilkokula giden tıfıl tıfıl bebeler idik. Adının sonunda bir de 124 diye bir rakam vardı. Tabi başında ne olduğunu düşünüyorsunuz başında ki isim de Murat yani kısaca Murat-124 den bahsediyorum. Şimdilerde Hacı Murat da diyorlar ya o işte. Bunun hacılığı zaten şekil olarak, fasulyeden yani. Gerçek hacıları tenzih ederim burada. O zamanların en lüks arabası idi...

Eski zamanlarda şimdiki gibi çok fazla seçenek yoktu araba almak için. Bir de OYAK Fabrikalarının ürettiği Renault marka arabalar vardı, halen de yollarımızda en fazla bulunan marka ve modellerden birisidir her iki fabrikanın ürettiği arabalar. Mercedes ve BMV gibi arabalara binenler zaten parmak ile gösterilirdi o yıllarda...

Camgöbeği mavisi dedikleri bir renkte idi bizim meşhur Hacı Murat - 124'ümüz. Ailemizin ilk arabalarından birisi. O zaman o kadar güzel görünürdü ki gözümüze, yanına Mercedes koysalar birinden birini seçin deseler herhalde biz Hacı Murat'ı seçerdik. İlk direksiyon talimlerimizi tarla tapanlar da onun üstünde yaptık ben, kardeşim ve diğer amca, dayı çocukları... Babam rahmetli bildiği bir şeyi öğretmeyi çok severdi. Şoförlüğü de çok iyi idi her zaman...

Ne otomatik camları vardı, ne de uzaktan kumanda ile açılan kapısı. Hava yastığı zaten o yıllarda belki de icat bile edilmemişti. Uzaktan kumanda görevini rahmetli babam ile annem yaparlardı önde otururlarken. ''Oğlum şu arka camları kapatın cereyan yapıyor.'' ya da ''İçerisi çok sıcak oldu bir cam açı verin hava girsin boğulacağız.'' diye seslenirler, biz de emir komuta zinciri içinde hem seyahat eder hem de söylenenleri yapardık. Klima yerine de ya annemin yelpazesi olur ya da kalın gazeteleri sallardık yaz seyahatlerinde. Hava yastığı yoktu belki ama benim ile kardeşimin uzun yola giderken iki küçük yastığı vardı ve bizler yol boyunca çok güzel uyurduk. Babam kullansın dursun arabayı...
..

Devamını Oku
Akif Tütüncü

Gökyüzüne sarılmış günlüğü
İhbarcı çıktı kundak
Yazıları henüz konulmuş
Yassak bir yağmur.

Filizlenen doymayan nefes
Dolaşır kabuğunu kırmaya
..

Devamını Oku
Berat Ebru Yücel

Yüzyıllarca sürebilirdi, teninde seyahat edişim.
Ömür yetmezdi sevmeye…
Kalp direnirdi temizliğin bereketine.
Dilimin tüm kemiklerini kırardım.
Dudaklarımı ayakuçlarına kadar eğer,
Bastığın yerlerden başlardım öpmeye.
Evire çevire severdim gözlerini.
..

Devamını Oku
Remzi Ece

Hiç kimse itiraz etmeyecektir sanırım; bugünlerimizi yaşlılarımıza borçluyuz.
Politikacılarımız da bu fikirde olacaklar ki, birtakım öncelikleri var yaşlıların.
Toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat da bunlardan biri.

Şimdi diyorum ki; çok sayıda lüks araç alsak, son derece konforlu donanımın yanında araç başına dört hizmetkar tahsis etsek, duraklara bağlı kalmaksızın evlerinden alarak yaşlılarımızı pastane postane gezdirse!

Çok fazla değil bu istediklerim; bugünkü konforlu yaşamımızı onlara borçlu değil miyiz?
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Yunanlı tarihçiydi.
Çok seyahat edilindi
Ve deneyinilimlerini yazmak istenilindi.
'Dünya Turu'
Adlı eserineli,
Özellikle haritasıyla
Önem taşınılır.
..

Devamını Oku
İrem Aslan

Küçümsediğin insanların gölgesi,
Senin karakter boşluklarını kapatır!
Makam dediğin mertebe,
Basit insanlarla ağlaşır,
Korkma,gözüm yok yükseklikte,
Sen seyret bozkırları,
Seyahat pencerende
..

Devamını Oku
Ekrem Bozkurt

Hiçbir yere gitmediğin zaman bile...
Gözyaşımda seyahat ediyorsun

Soluyor ayak izlerin yanaklarımdaki yollarda
Ağlamak seni benden uzaklaştırıyor

Yanaklarında baharda yeni kanlanmış bir gül
..

Devamını Oku
Behçet Elcik

Öyle bir şey ki gönül!
Alemde bir zerre lakin,
Alemi halk edene mekan olur bu kerre,
Akıl akl etmekten aciz,
Acize gücünü verir bu kerre.

Bir aşk ki iki milyar maşuku var.
..

Devamını Oku
Gürkal Aylan

Hadi be moruk
Küllük yap bizi kullara
Yogacı aga naber ya
Yok mu bişeyler?

Transparan seyahat acentası
Cepteki canlı et ve balık lokantası
..

Devamını Oku