SEYAHAT ŞİİRLERİ

SEYAHAT ŞİİRLERİ

Mustafa Süreyya Sezgin

Ah Einstein,
Seni bir anlayabilseler! ..
Ne kadar dolu
Ve ne kadar boş bu yaşam! ..
Gerçek nerede başlıyor,
Nerede bitiyor zaman?
Kanat çırparken
..

Devamını Oku
Vedat Okkar

Merhaba özgür kuşlar
Kanatlarını dokundurarak uçan
İki gönülde tek bir sevda yaşayanlar
Merhaba

Pırıl pırıl bir dünya
Sizede merhaba
..

Devamını Oku
İsmail Kurt 2

Konu:Ayrılık..

Elveda deyip çekip giderken
Sadece benimmi kalbim yanacak
Mutluluğa kucak açan her bir hatıra
Mazide gözü yaşlı anı kalacak..

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

63]Ki bu paldır küldürlükte, demokrasiye kasıtlı vurulan bir garabettir. En asgari katılımci düzey ve düzlem farklılaşması 'toplumsal yurttaşlık bilinci' üzerinde olmalıdır. Düzey ve düzlemsiz olan bu farklılıklar, gelişme değil de, tam bir sıkıntı ve sıkıştırma yaratmaktadır.

Bu amaçlı kasıtlarını da; sosyal travma yobazlıklarını ve gericiliklerini ortaya koyarak, kendi dalaletlerini örterler. Bunlar pek çok da beceriksiz cahil, aymaz siyasetçilerin bir organizesidir. Hiçbir şey yapamazlarsa hemen kendinden önceki yönetimleri karalamaya başlarlar ve her tür güzel adımların halkta bir travma algısı yarattığını söyler olmaya çalışırlar. Çünkü başka işleri ve becerileri yoktur! Oynayamayan gelin, yerim darmış demesindeki gibi bahane üretirler.

Oysa muktedirlik; geçmişte şu şu olmadı da, biz elimiz kolumuz bağlı olduk demekle değildir. Asıl eldeki olanaklarlan, gelişme ve mucizeler yaratmaktır. Zaten Gazi'nin bir başka büyüklüğü de burada dır. Osmanlı bana şu şu demokrasiyi bırakmadı. Şu şu parayı ve maliyeyi bırakmadı. Şu şu askeri gücü vs. bırakmadı, demenin aczi ve sızlanması içinde olmadı.

Aklına bile getirmemiştir. Eldeki ne ise onunla kurtuluşçu çabaları ortaya koymaya koyuldu. Oysa muhteris ve başarısız yönetimler, haksız olmanın saman gibi su yüzüne çıkma psikolojisi ile siyaseten de, erkte olabilmek için, bu tür söylemleri rahatlılıkla ve zübükçe, çok çok kullanırlar.
..

Devamını Oku
Ömer Çetinkaya

HAYAT NEDİR?

Doğdum yaşadım ve öldüm.
Ömür denen hayat nedir?
Kıvrım kıvrım hayat yolu,
Doğru renen bu hat nedir?
* *
..

Devamını Oku
Bayram Eser

kar altında kalmış bir yol gibidir hayat
yol tam olarak nerededir bilemezsin
oradan bir yerden başlamıştı seyahat
yürürsün yürürsün bir türlü gelemezsin

düşersin tüm anıların yola saçılır
yolunu kendin seçmişsen nasıl kaçılır
..

Devamını Oku
Ahmet Çelik

Yer altında saraydır kocaman kara delik
Kendinden emin gezer saçını etmiş belik
Oturuyor tahtında kimine göre melik
Yılanlar tayfasında bir efsane Şahmeran.

Evliya Çelebimiz yılan kaleye gider
Ejderha meclisinden nöbet tutar birkaç er
..

Devamını Oku
Zemçi Çetinkaya

Vefa görmeyince yâr u ağyardan
Sen de bir vefasız olma be Hasan
Gülün ayrılması mümkün mü hardan
Dostluğa bahane bulma be Hasan

Kara bahtım bir kez gülmüyor diye
İnsanlar kadrimi bilmiyor diye
..

Devamını Oku
Atilla Adsay

Fatih sultan gibi hükmün olsa
Ak Şemsettin gibi aklın olsa
Turgut reis gibi kaptan olsan
Bir gün gelir sende göçeceksin

Hacı Bektaşi gibi veli olsan
Evliya çelebi gibi seyahat etsen
..

Devamını Oku
Dede Efendi

Doğru Karar

Mazbut bir aile babası sayılırdı çevresinde. Kendi işinde hırslı fakat düşünmeden hareket etmeyen, duygunun işte yeri olmadığını bilen bir kişilikti. Gelgelelim özel haya-tında oldukça duygusal sayılırdı. Romantizmi hep canlı tutuyor, duygusallığından mutluluk çıkarabiliyordu. Üniversite yıllarından bu yana okumaya ve yazmaya hiç ara vermemişti. Ailesi kendisi ve iki çocuğuyla beraber dört kişilikti. Eşini üniversitede tanımış ve askerliğini yaptıktan sonra evlenmişti. Eşi özel bir şirkette insan kaynakları müdürlüğü yapıyordu. Çocuklar büyüyene kadar ailelerinden epey yardım görmüşlerdi. Aksi halde eşinin özel şirketten ayrılması icap ederdi ki bu da kariyerini yarım bırakması demek olurdu. Adam orta halli, on çalışanı olan bir pirinç döküm işletmesi çalıştırıyordu. Bu mesleği tesadüfen öğrenmişti. Lisede okurken babasının mobilya yapım malzemeleri satan dükkânında yazın yardım ediyordu. Dolap kapak tutacakları, koltuk ayaklarına veya masa, sehpa ayaklarına takılan pabuçlar, anahtar deliklerine takılan işlemeli dökümler, cam sehpaların altlıkları ve süslü ayaklarını sarıdan dökmek modaydı o yıllarda. Sipariş üzerine çalıştıkları bu işi yapan yaşlı, babadan kalıt sanatkar ustaya bir yakınlık duyuyor ve fırsat buldukça dükkanına gidiyordu. Ve hem yapılan işten, hem ustanın aktardığı deneyimine dayanan görüşlerini dinlemekten zevk alıyordu. O günler usta meslek sırlarını olduğu gibi aktarmıştı.

Üniversitede iktisat okumuş, askerliğini bitirince ailesi büyük şehre taşındığı için, oraya yerleşmişti. Birkaç yıl süresince, özel fabrikalarda muhasebe müdürü olarak çalışırken ilişkisi devam eden kız arkadaşı ile hayatını birleştirmişti. Bu evlilikten iki yıl arayla önce oğlan, sonra kız çocuğu doğdu. Buyruk altında çalışmaktan oldum olası hoşlanmazdı. Ne iş yapacağını düşünürken, sarı dökümcülüğünü her zaman göz önünde tutuyor ve piyasa araştırmasını ihmal etmiyordu. Fikir almak için yanına uğradığı kalıpçı akrabası da onu yüreklendirince; dükkân aramaya başladı.

Birkaç yıl içinde işleri rayına oturtmuş, yanında çalışanların sayısı ikiden beşe çık-mıştı. Bu dükkân açma işinde eşinin de büyük teşviki ve desteği olmuştu. Her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır; sözüne inananlardan olmuştu. Çocuklar ilkokula başlamış-lardı bile. Gelişmekte olan bir işi, anlaştığı bir eşi vardı. Bu mutluluk en büyük zenginlikti. İçten içe bilinçaltına, ya bunları kaybedersem korkusu yerleşmeye mi başlıyordu ne? Eskiden bende böyle bir korku yoktu. Bende ne kadar rahattım diye düşünmeye başlamıştı son aylarda. İşler de gittikçe açılıyordu, siparişlere zor yetişiyorlardı. İki sarı dökümcüsü ve iki sıvamacı almak üzere ilan astı vitrine. Sanayi de haber çabuk duyulurdu zaten. Bir hafta içinde kendisiyle beraber çalışanların sayısı on’ a çıkmıştı. Bir kişi daha alırlarsa KOBİ’lere tanınan her türlü teşvik ve kredilerden de yararlanma fırsatı doğacaktı. İşler böyle giderse altı aya kalmaz o da olurdu.
..

Devamını Oku
Murat Haydaroğlu

Güzeli sevdim, söze kandım
Onla olmayı, çare sandım
Aşka gönülden, hep inandım.
Sezin, mutluyum, dostlar mutlu.

Bir çok güzelden, onu şeçtim.
Başkalarıyla, dalga geçtim.
..

Devamını Oku
Bekir Gedikoğlu

Yıllar önce buluştuk
Konuştuk
Anlaştık
Söz kestik

Bir ara söz ettin seyahat etmekten
Vedalaştık ayrılmadan
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Kardeşliğin hür güvenli, hür bağımsız karakterli
Savaşın keyfiyetçiliğine BARIŞ göğsünü siperli
El ele imanlı bütün inançların beraberliği
Yaşam kokan birliğini koruduğum memleket benim

Uygarlığın emanet ruhu sanat ahlakını kültür varlığı
İnsanlığın emanet sağduyulu Barış kutsallığı savaşı
..

Devamını Oku
İbrahim Çelikli

yüzüme kan davalısıymışım gibi
kırk yıllık bir kinle baktı,
dinmeyen bir öfkeyle,
“-sen kendi bokunu yesene” dedi
ve ömrüne yarım kel olarak
kaldığı yerden devam etti
kasketi bir yana atarak
..

Devamını Oku
Kamil Çağlar

Zaten değişen bir şey olmadı.
Hicran ve hüzün, elem ve kasem!
Onlarla birlikteyim yine ben.
Bir de anlatabilsem!

Stabilize yolların uğultusu arttıkça,
Kilometre taşlarının sadece renk izleri
..

Devamını Oku
Adem Armağan

Aşkını şiirle,zor imiş yazmak,
Onun dua eden,eli güzeldir,
Vasıl olmayınca,canından bezmek!
Yarin bahçesinin,gülü güzeldir.

Âşığın sözleri,huzur veriyor,
İlim meclisini,gönül arıyor,
..

Devamını Oku
Muzaffer Uzunkaya

Kış geldi kapıya dayandı,
Her yer beyazlara büründü.
Bize seyahat göründü,
Yine kapalı Eğribel Dağı.

Çilesi bitmez Karahisarın,
Yollarda çığ tehlikesi.
..

Devamını Oku
Murat Şimşek 2

Seher vakti dirilirken kâinat,
Bir neşve var gönlümde, ötelere seyahat...

Kaldır gözümden gafletin perdesini,
Benliğimi sarsın, Nurunun hil'ati,
Ağyar ellerde dolandığım yeter!
Sonsuzluk kervanına yolcu eyle beni.
..

Devamını Oku
Adem Yarar

Beynimde sayısız soru
Doğru yanıtı olmayan
Kalbimde yaralı bir boşluk
Sahibi gelmeyen

Cebimde seyahat bileti
Varacağı yeri bilinmeyen
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Benim boyum bosum sadece Napolyon kadardır
Kahve fincanı gibi bazen tombul olur, bakarım
Çok sık ama ince belli çay demli bardak endamım
Tatlı dilim kan şekerimin harcıdır belki, sanırım
Halamın, zekiyemin gözleri diye sevdiğidir bakışlarım

Ben sevgiyle büyüdüm dediğime siz aldırmayın
..

Devamını Oku