Boş bir duraktayım şimdi
Hava kemiklerimi kırabildiğince soğuk.
Gökyüzü yalnız bir anne kadar kederli.
Adımlarımı sayıyorum
Bir oraya bir buraya.
Gözlerimin altı şiş.
Üstümde,
Yalnızlığımdan yıpranmış bir ceket.
Yüreğimde kederden ince bir dikiş.
Sözlerin dolaşıyor,
Beynimin en ücra noktalarında.
Gülüşlerin basıyor yüreğimin dar sokaklarını.
Yokluğun nefes aldırmıyor,
Hortlatıyor yüreğimdeki en olmaz acıları.
Boş bir duraktayım şimdi
Gökyüzü,
Kulaklarımı kör edercesine karanlık.
Yalnızlığım dürtüyor
Sıskalıktan bükülmüş belimden.
Tüm kemiklerimi kırıyor.
Kıyameti alamete çağırıyor
Gözlerindeki puslu gökyüzü.
Dokunsam,
Kundaktaki bebeğin içinden geçen
Ruhani gülüşlerine.
Boğulsam gözlerinde,
Tanrının yarattığı belki de en güzel alemde.
Dinlesem,
Akordu bozulmuş kalbimle
Sesini işlesem içime.
Boş bir duraktayım şimdi
Duyduğum ses,
Tenimi vücudumdan sökecek kadar keskin.
Küçük bir ekmek parçasında
Çağırıyor beni çocukluğum.
Bir ekmek kırıntısında
Büyüttüğüm kuşlar geliyor aklıma,
Küçük bir vücut parçasında
Yaşadığım acılar.
Yoldan geçenlerden
Bağrışma sesleri geliyor.
Her biri ayrı ayrı tırmalıyor kulaklarımı.
Küçük bir martının sırtına yüklediğim,
Mutluluklarımı alıyor benden.
Vuruyor martımı,
Mutluluklarım akıyor gökyüzünden.
Boş bir duraktayım şimdi.
Yalnızlığım,
İçimi eritecek kadar derinden.
Kayıt Tarihi : 17.6.2018 23:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!