"Sevmekle olmuyor! " diyordu, "Sadece sevmek yetmiyor…"
Bense sevebiliyordum sadece! ..
Sevmek yetmiyor gerçekten de, sevince katlanmak gerekiyor.
Fakirliğe örneğin, sonra özlemeye, sonra uykusuz geçen bir geceye…
Sevmek yetmiyor, insanın sabretmeyi öğrenmesi gerekiyor!
Mesela ayakkabılarının tabanının yırtıldığını görmen gerekiyor. Ve yırtık ayakkabılarınla yürüdüğün evdeki kadının, seni beklerken, paralanmış bir sütyenle göğsünü örttüğünü kimse bilmiyor…
Bir hasta yatağının başucunda sabahlayan ana/baba olmanın gururuna her adam varamıyor.
Ama sevmek yetmiyor işte, kör olasıca gözleri doymuyor!
Benim hiçbir şeyim olmadı, muhtemeldir ki onun da yok, ve garip tarafı işin; sevmek bize bile yetmiyor, sadece severek yine de olmuyor…
Bir mezarın başında duruyorum, “sadece sevmek size yetti mi peki? ¿” diye sormak istiyorum. Korkuyorum; ölmüşlerden değil ama alacağım cevaptan korkuyorum! ..
Düşünüyorum da daha yirmisinde vatan için ölünce bu çocuk, büyük adamlar “şehit” deyip afilli-afilli toprak attılar ya hani.
Peki gönlü kaldı mı acaba kimsede? ¿
Hani ölmeseydi, yaşasaydı yani, ve sadece sevseydi; yine de yetmez miydi? ¿
Mutlaka bir kadın da ona aşıktı.
Peki kadın bir gece ansızın uyandığında yanındaki adama bakıp “sadece beni sevebilecek bir kalbi olsaydı/keşke o yaşasaydı” diye geçirdi mi içinden, kan ter içindeyken? ¿
Bu kadar insan öldü, geriye kalanlar hiç mi “sadece sevseydi” demedi, kalanlardan hiçbiri mi gidenleri özlemedi? ¿
Tanrı nerede lan? ¿
Gidip konuşacağım; sevmekle olmadı, sevmesek ne olacaktı? ¿
Kayıt Tarihi : 10.2.2015 19:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!