çamurlu bir yağmur durmaksızın sana uzanan ellerimin yaşlanmışlığı
kent hem sana hem bana suskun kınında bıçak gibi
köprüler mavnalara küsmüş gibi biz şeytan minaresi uçukluğu
gücümü alırım yokluğundan nasılsa aşk mı bu küllenmişlik mi küçüğüm
mektuplar da gitti saklayamadık ömürlerimizi birbirimize
olsa olsa birer parça ayrılık katığı çıkınımızda
sen sınırsız denizleri sürerdin dudaklarına
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi