çamurlu bir yağmur durmaksızın sana uzanan ellerimin yaşlanmışlığı
kent hem sana hem bana suskun kınında bıçak gibi
köprüler mavnalara küsmüş gibi biz şeytan minaresi uçukluğu
gücümü alırım yokluğundan nasılsa aşk mı bu küllenmişlik mi küçüğüm
mektuplar da gitti saklayamadık ömürlerimizi birbirimize
olsa olsa birer parça ayrılık katığı çıkınımızda
sen sınırsız denizleri sürerdin dudaklarına
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim