Sevmek Şiiri - Huri Çalışkan

Huri Çalışkan
110

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Sevmek

Sevmek,
alacakaranlığın gündüzünde yaşayan bir adamı
gölgelerden alıp ay ışığına yerleştirmektir.
Zamanın eskittiği, yalanın kirlettiği,
yaraları acıtsa da yağmur suları ile yıkadığıdır.

Sevmek,
ışık sızmayan odalarda,
zihninin ekranına onun suretini alıp
kalbinin hüzünle yanmasıdır,
kirpiklerinden akan damlaların
o yangını söndürememesidir.

Sevmek,
bunca acizliğe rağmen
kutsanmış bir insan gibi
bırakamamaktır.

Sevmek,
unuttuğun diz yaralarının artık geçmemesi,
acısından haz aldığın bir korkuya dönüşmesidir.
Onarmaktır;
ama yokluğu ile de ölmektir.
Toprağın üstünde kimlikli bir ölüm belgesi.

Sevmek,
akrebin yelkovanla buluşmadığı,
her saniyesi "aşk" zikriyle dönen
zamansız bir saat olmaktır.

Sevmek,
kendi mevsimini yaratmaktır.
Ne ilkbaharın filizlerine,
ne de sonbaharın solgun aşklarına muhtaçtır.
Belki bir cemrenin düştüğü yerde ölüm,
ama dalını döken bir sonbaharda
içinde filizlenen yeni bir hayat bulmaktır.

Sevmek,
kalbinle görmektir.
Bir çölde saklanan bir bitki,
zifiri gecede orada olduğunu bildiğin bir yıldız,
başını omzuna koyup uzun suskunluklarda beklemektir.

Sevmek,
bereketi bol harflerle dolu uzun bir cümle,
ikametgâh istemeden bir bedeni mesken tutan bir kiracı.
Sevmek, kısaca sonbahardır...
Bile bile ölmek,
bile bile.

****************
To Love

To love,
is to take a man living in the twilight of day,
and move him from shadows into the light of the moon.
It is what time has worn, lies have tarnished,
and what rainwaters cleanse even as it stings the wounds.

To love,
is to sit in rooms where no light seeps in,
to project the image of the one you love on your mind's screen,
and let your heart burn with sorrow,
while tears falling from your lashes
cannot extinguish the fire.

To love,
is to remain despite all frailty,
like a blessed being,
unable to let go.

To love,
is to feel the scars on your knees never heal,
to derive a strange pleasure from their pain,
to see them as a form of fear that you keep checking.
It is to mend,
but also to perish in absence—
a certified death above the soil.

To love,
is to be a timeless clock
where the second hand never meets the minute hand,
yet every moment revolves with the chant of "love."

To love,
is to create your own season.
It needs neither spring's blooms
nor autumn's weary romances.
Perhaps it is death in the place where a drop of warmth falls,
but within a leafless autumn,
it is where new sprouts arise inside you.

To love,
is to see with the heart.
A hidden plant in the desert,
a star you know exists in a pitch-black night,
or resting your head on a shoulder,
and waiting in silent anticipation.

To love,
is a rich sentence full of abundant words,
an unregistered tenant settling in a heart rent-free.
To love is, in short, autumn itself…
To die knowingly,
knowingly.

30.03.2024

Huri Çalışkan
Kayıt Tarihi : 21.11.2024 10:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sevmek, alacakaranlığın gündüzünde yaşayan bir adamı gölgelerden alıp ay ışığına yerleştirmektir. Zamanın eskittiği, yalanın kirlettiği, yaraları acıtsa da yağmur suları ile yıkadığıdır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!