bakışın soyunduğu yerde başlar orman yangını
dal yaprağını
beden duvağını düşürür geceyi incitmeden
gerdeğe hazırlanan mevsimdir artık adımlar
soluksuz nefeslere yorarken arsız telaşını
şaibeli sokaklardan resimler gösterir baktığın aynalar
ömrünce beklediğin bir yabancıya sevgili diye sarılırsın
iliklerine can
bileklerine kan toplar içi doldurulan zamanlar
melekler kapatır sadece o an gözkapaklarını
kızıl kıyamet çocukluktur oyunun adı
her parmak ucu kendi masalını anlatır konuşmadan
ve her masal;
mutlu bir ‘son’ kurgusuyla yaratır kendi kahramanını
söz tüm dillere çevrilmiş bir şarkıdır artık
gece yeni bir alfabe öğrenirken düşürür yıldızlarını
şeker emen bir yağmur usulca gelir
ve ıslatır hiç öpülmemiş yosun kokan saçlarını
dokunuşun kalbi uslanmaz bir çocuktur
sevaba yorar bütün hırsızlıklarını
huzur ummadığı anda bulduğunda sırasını
koynundan uzaklaştırır gam içmiş yalnızlıkları
artık rengini seçemediğin bir gökyüzüdür titreyen ten
gece en şeffaf elbiselerini giyerken
emziren bir tarihten ihbarlar alır dudakların
dilinin uydusudur ah!
öpüşlere gebedir halkalarına diş geçirilen göğüs uçların
gözlerini diktiğin her noktayı ağlamadan emersin
bedeninde soğuyan her zerre öksüzdür biraz
yüreğinin içinde azgın sesleriyle gitmeye hazır gemiler beklersin
saklanılan odalarda anlamsız bir korku sobeler arzularını
yitik bir bulmacanın cevap anahtarında
yeniden gönüllü körebe olursun
hangi iklimden geldiğine aldırmadan
avuçlarınla toplarsın yakamoza vuran renkleri
bütün ağaçlardan meyve koparma aceleciliğine soyunursun
biraz elma
biraz da kiraz
ölümsüz sanırsın durmadan ertelediğin baharları
bütün sevişmelerin kalbi deliktir aslında
ne bir ömür beslediği tutkuya verir isteğini
ne de duygularını öldürmeden anlatabilir sevdiğini
yarım bir yarındır içine bir depremle konulan
gecenin çıplaklığından çalınan ışıkları
hüzünle toplar şafakta fay kırıkları
sesini öptüğün bir göçüktür yüreğin
ya özgürlük notaları birikir gözlerinde
ya da ufkunda kümelenen esaret zincirinde paslanırsın
bekaretini yitirmiş bir günbatımıdır ayrılıklar
giyinmeyi unutmuş yataklarda biraz kırmızı
ve kapılar ardında ince bir sızı hep ihtimaldir
harfleri okşanan her sözlük kendine rehberdir aslında
ezberlemeden okumalı muamma sözcükleri
dilinle yoklamadığın gökyüzü sadece maviden bir masaldır
Kayıt Tarihi : 7.11.2009 19:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin Hikayesi bütün oyunlar savaşa dönerken fora’dır dudağının yelkenleri deniz’den bir avuç mavi topraktan unutulmuş bir kahverengi ve dibe düşen yapraklardan ıslak bir iklim yaratıp sevişelim üzerine çizgiler çizilmiş cam kırığıdır köşe başında mutluluk renkleriyle kendini sevdiren bir cam bilye içine saklanıyorum oynamadan seveceksen soyunuyorum!
harikaydılar..ilham verdiniz bana öncelikle bunun için teşekkürler..
uzun zamandır şiirlerinizde yansıttığınız ruh halini yaşamaya çalışıyorum..bende ve yazdıklarımda bişeylerin eksik olduğunu sizin şiirlerinizi okuduktan sonra anladım..
tebrik ederim gönülden...bütün sözlerden üstün ölesine sölemiş olmak için deilde gerçekten tebrik ederim..tam puan + ant..
TÜM YORUMLAR (2)