Sevim Yenigün Şiirleri - Şair Sevim Yenigün

Sevim Yenigün

Dolunayda çırılçıplak
Dicle'ye eğiliyor esmer kadın,
Şarabın boğazında bıraktığı yanık
Küskün rüzgârla sevişiyor.
Karpuz çekirdeği gibi fırlatıyor beni
Karacadağ'ın göğsünden,

Devamını Oku
Sevim Yenigün

Bana dediler ki,
Hayal kurmak çocukça
Oysa ben, her gece başucuma
Bir düş bırakıyorum,
Kırılmasın diye sessizce.

Devamını Oku
Sevim Yenigün

Karga sesi,
Sanki Ağrı Dağı'nın boğazını sıkan bir çocuk gibi
Çığlık atıyor.
Nehir, sabahın dişlerini fırçalamadan öksürüyor hâlâ.
Bulutlar yamuk yumuk, parçalı
Yoksul bir ressamın eksik tuvali gibi

Devamını Oku
Sevim Yenigün


İlk damla suya baktı Thales,
Ben de ilk aşkıma…
İkisi de aynı: Boğulmak için doğmuş bir çocuk.

Sokrates’in soruları dudak piercingle kanadı

Devamını Oku
Sevim Yenigün


Sirayet ediyor geceye, bastığım her kaldırım taşı.
Muhayyilem , çatlamış bir testi,
İçinden sızıyor susturulmuş küfürler.
Bavul gibi taşıyorum geçmişi sırtımda,
Kambur butimar kuşu misali,

Devamını Oku
Sevim Yenigün

Bir köşede
Gıcırtılı sandalye
Şişeler ışık döküyor geceye
Baykuş uçtu yanımdan
"Ne arıyorsun?"
Çatlak duvar dudaklara düşüyor

Devamını Oku
Sevim Yenigün

Kentin en yalnız duvarına yaslanmış,
Duygusuz bir ölünün kahkahası çarpıyor
Ezeli ahmaklığımıza.

Taş ustası, nasırlı elleriyle
Mermeri değil,

Devamını Oku
Sevim Yenigün

"Cebimdeki yara bantlarıyla Tanrı'yı susturdum."

Cebimdeki kırık saatle
Zamanı susturdum
Tik-tak...Tik-tak...
Duvarlar bile dinledi.

Devamını Oku
Sevim Yenigün


Ağaçların bir tarafı hâlâ direniyor:
Gövdesinde varoluşun çıplak inadını taşıyor,
Yapraklarını sıkı sıkı kavrıyor,
Çünkü yaşamak, düşmemekle eş tutulur sanıyor.

Devamını Oku
Sevim Yenigün

En eski çağlarda,
Tanrıların unuttuğu bir ülkenin göğünde
Tavuskuşu kanat açtı.
Her tüyünde bir göz vardı,
O gözlerden biri şarapla ağladı,
Biri incirle kanadı,

Devamını Oku