17 Ekim... / Mavisine Siyah Düştü Gecelerimin.
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Yürümezsem Hak Yolda, Erimezsem Hak Yolda, Çürümezsem Hak Yolda, GÖK GİRSİN ?? KIZIL ÇIKSIN ??
Şair bir 23 Nisan günü Erzurum’da dünyaya geldi. Doğduğu gün aynı zamanda kurban bayramının da ilk günüdür. Bu yüzden kişiliğinin hem milli hem de dini sentezden oluştuğuna inanır.
İlk-orta ve lise eğitimini Erzurum-Aşkale’de tamamladıktan sonra, İnönü Üniversitesi Matematik Bölümünden okurken ailevi sebepler sonucunda çalışmak zorunda kaldı ve ön lisans aldı..
Daha sonra Bursa ...
Şiiriniz çok güzel.Tebrikler...
Nuray Alper ile Sevim Yakıcı, Ehli beytin Fatma'sı ile Ümmügülsüm'ü gibi olmuşlar. Bu birliktelikleri hiç bozulmasın inşallah. şiir ve edebiyat yolunda sessizce yol alıyorlar. Başarılar. Bu benzetme içimden geldi. öylesine yazdım. haddimi aştım ise özür dilerim. dedim ya içimden geldi :)
ŞÂHİDİM SANA
(KARGÜLÜ ALMİLA’ ya)
Yürek coğrafyamda nadide yerin,
İslam ümmetinde kol Sevim Abla,
Tarihim içinde köklerin derin,
Türklük ağacında dal sevim Abla!
İmandan islâmdan taviz vermeyen,
Haram diyarlardan çiçek dermeyen,
Haset menziline asla girmeyen,
İhlasla yürüyen kul Sevim Abla!
Yiğitler ölmez ki namertler ölür,
Kalbindeki aşkı yaradan bilir,
Yırtar enginleri coşarak gelir,
Davanın uğrunda sel Sevim Abla!
Ta Elest Bezm’inde tanıdım bildim,
Şükür aynı çağda dünyaya geldim,
Rabbimin lütfuyla kardeşin oldum,
İki cihan mutlu kal Sevim Abla!
Ötelerden gelen Rahmanî Pınar,
Kökü derinlerde tarihi çınar,
Sinesi rabbinin aşkıyla yanar,
Pervane misâli kül Sevim Abla!
Şâhidim yüreğin iman doludur,
Gittiğin her zaman mânâ yoludur,
Allah’ dan niyazım duam da budur,
Cennette açacak gül Sevim Abla!
Yılmaz yıkılmaz bir güç ve inançla savunduğu davası olan, kutlu yarınlar için yüreğinde gerektiğinde gözyaşıyla sulayıp büyüttüğü sevdası olan ve bu sevdanın bedelini de ödemeye hazır, kara gecelere öfkesi ve karanlıklarla kavgası olan yiğit insan Kargülü ALMİLA’ ya Kardeşlik hukukundan aldığım cesaretle hediyemdir. Saygılarımla
Gazi Hüseyin KILBAŞ
Şair Sevim Yakıcı ve Nuray Alper'e...
Vah Bize
Milleti bölmeyi - vatan satmayı,
Biliyorlar, uyuyoruz vah bize...
Mazluma mağdura kafa tutmayı,
Diliyorlar, uyuyoruz vah bize...
Bize eşeceği kuyudan selam,
Şu deyyus suratlı, dayıdan selam,
Tilkiden, fareden, ayıdan selam,
Alıyorlar, uyuyoruz vah bize...
Acep nasıl olur yarınlarımız,
''Ağrı dağı kadar.. sorunlarımız'',
Gece kulübünde torunlarımız,
Ölüyorlar, uyuyoruz vah bize...
Kimin başındadr acaba çuval,
''Baktık senelerce, hep aval aval'',
Yaradan affetsin, ölüye kaval,
Çalıyorlar, uyuyoruz vah bize...
Sinekler, maçalar, kupalar adam,
Peygambere söven papalar adam,
Daha dünkü dünkü sıpalar adam,
Oluyorlar, uyuyoruz vah bize...
Cahil sürüleri geziyor kaf' ta,
Deli hangi safta, dost hangi safta?
Zeki sanıyorduk, şimdi sınıfta,
Kalıyorlar, uyuyoruz vah bize...
Açın gözünüzü bunlar ordalar,
Daha var daha var şunlar ordalar,
Nerde pislik varsa onlar ordalar,
Doluyorlar, uyuyoruz vah bize...
Acıma kalmadı gözdeki yaşa,
Taşa... tutumak lazım bunları taşa,
Bu zulüm Edirne Kayseri Muş' a,
Geliyorlar, uyuyoruz vah bize...
Köyde su yok, ilçe harap ya iller?
''Dünden yasa girmiş ozanım'' teller;
Çiftçimiz ağlıyor, bahçede güller,
Soluyorlar, uyuyoruz vah bize...
Yiğit sandığımız etti donuna,
''Tükür sende tükür rezil kanuna'',
Garibanın ekmeğine ununa,
Gülüyorlar, uyuyoruz vah bize...
Söylerler vallahi bilerek yalan,
Söylerler peşinden gülerek yalan,
Doğruyu silgiyle, silerek yalan,
Buluyorlar, uyuyoruz vah bize...
Sırtımızda iğne kanca takılı,
''Tepeden tırnağa zulüm çakılı'',
Satılmışlar köyümüzde akılı,
Çeliyorlar, uyuyoruz vah bize...
Olmalı... olmalı... omuz omuzda,
Yıktı dünyamızı üç - beş domuz da,
Sağlam yer mi kaldı vucüdumuzda,
Deliyorlar, uyuyoruz vah bize...
Türlü türlü çeşit çeşit parçaya,
''Mustafa, Fadime Reşit parçaya'',
Şimdi bizleri yüz eşit parçaya,
Bölüyorlar, uyuyoruz vah bize...
Israrla odunu seçti ne ayıp,
''Su diye mikrobu... içti ne ayıp'',
Soyunan barajı geçti ne ayıp,
Yoluyorlar, uyuyoruz vah bize...
Dertli gardaşınız üzmesin sizi,
Edep suya düştü, yapmışlar dizi,
''Allahım Allahım sen kurtar'' bizi,
Siliyorlar, uyuyoruz vah bize...
16 - Şubat - 2007
Gökan Öztürk
DUA İLE...
24 Mart 2005 - Vakit gazetesi (Üstad Abdurrahim Karakoç)
ŞİİR KAYNAKLARI KURUMAMALI
Dünyevi bir getirisi olmayan sanattır ŞİİR...
Ben Şairin '' Delidolusunu'' severim...
Zaten oldum olası çok fazla akıllı geçinenlerle yıldızım barışmamıştır...
Delidolu - delikanlı şiirlere ihtiyacı var Türkiyenin...
Aşkı, Mizahı, Koçaklamayı, Güzellemeyi, Özlemi harmanlayan saf şiirleri kaynaklarından içmek en faydalısı...
''Gökan Öztürk'' kimdir desem, tanımazsınız...
Benimde şahsen tanışmışlığım yoktur.. İnternette benim adıma açılan siteye gönderdiği yazı ve şiirler dolayısıyla tanıdım onu...
Delidolu delikanlının nadir bulunanıdır Gökan...
''Ben Karakoç'tan ilham alıyorum, amma onu da geçeceğim'' diyor...
İşte böyle azimli insanlar başarılı olurlar.. Hani şiirleri de fena değil..
GÜNAH
Halkım yüreğini böldü konuşun,
Çoçuk, genç, ihtiyar öldü konuşun,
Hangi ayda yüzler güldü konuşun,
.....Bizi koymaz adam yerine cani,
.....Sözümüz yanıyor aldıran hani?
Tükendik, eridik, yırtılıp solduk,
Adam zannetmiştik şeytanı bulduk,
Bunların elinden resmen kör olduk,
.....Kapımıza geldi felaket ani,
.....Gözümüz yanıyor aldıran hani?
Yuvamıza nefret saçtı baksana,
Aç kurtlar ağzını açtı baksana,
Aynalar yalandan kaçtı baksana,
.....Bilmezdik biz önce öfkeyi - kini,
.....Yüzümüz yanıyor aldıran hani?
Develer, inekler, saplar rağbette,
Kendinden habersiz çaplar rağbette,
Raftadır türküler, poplar rağbette,
.....Almış da başını gidiyor yani,
.....Sazımız yanıyor aldıran hani?
Sorulmaz demeyin bunlar hesaptan,
Bu gemi batacak, batırma kaptan,
Ömrümüz çürüdü yüzlerde haptan,
.....Sen konuş anlamış değilim seni,
.....Mazimiz yanıyor aldıran hani?
Nursuzu sevecek, dostu yerecek,
Daha başka kime gönül verecek,
Oğlumuz komaya girdi - girecek,
.....Dürzünün olur mu imanı - dini,
.....Kızımız yanıyor aldıran hani?
''Gökan Öztürk'' ün henüz kitabı yoktur... Zaten yaşı da çok genç..
Ben onda bir kabiliyet gördüğümden dolayı teşvik babında şiirinden bir örnek verdim...
İstisnai bir durumdur... Amma değer inşallah...
SELAM VE DUA İLE...
KARDEŞİN: GÖKAN ÖZTÜRK
Gerçek bir şiir sever; şair. Bir yürek işçisi 'namus işçisi'
Ne zaman nerde susulursa öksüzlüğe düçar kalır kalemler..Susmayın muta ve umuda.
Karariniza saygi duyuyorum. Siirlerinizi ve sizi özleyecegiz...
Bir Kargülü-Almıla vardı gönül Fincanımda.
Boncuk misali.
Bazen fincanı çalkalar en güzel sohbetleri ederdim onunla, haktan yana, hakikatten yana.
İnsan yanı dost olmaya değerdi.
Bu yüzderdir 'Sevgi Sevim İle Aynı Yazılır'.
Selamı-sabahı aksatma sakın
İlan et gönüller bilene kadar...
Umudunu kesme, bak şafak yakın
Karanlık geceyi delene kadar...
Yanmaz mı bu yürek bacım Yakıcı
Gönlümü her gönle ettim bakıcı
Muhabbet su gibi gönle akıcı
Bir hoyrat bendini çelene kadar...
Bir oluktan iki türlü su akar
Birini içince birisi bakar
Bir şiir de sana yazsan ne çıkar
Erzurum ilinden Belen’e kadar...
Güller diyarına uğrarsa yolun
Kokusunu devşir, duymasın solun
Sar sır bohçasın mukayyet olun
Kaybolmasın bize gelene kadar...
Afaktan gelirim, arşa giderim
Dersen,sırlarını ifşa ederim
Selam yollamazsan ya ben nederim
Hasret yüreğimi bölene kadar...
Yanık yüreğimi taşı tepeye
Nasihatim kulağında küpeye
Gönlünde yer verme kine, şüpheye
Gayret et insanlık gülene kadar...
Zaman kötü gönül dostu sızılı
İrade mülayim, nefis azılı
Sevgi sevim ile aynı yazılı
Felek adımızı silene kadar...
Nihayet kardeşiz beni de kolla
İstediğim çok ya zarflayıp pulla
Darda bu yüreğim dualar yolla
Kardeşin Kaleli ölene kadar...
19 Mayıs 2005
Sevim Yakıcı’ya
Selamların En Güzeliyle...
' Şiirsiz yaşayamayan, şiirden uzak duramayan, şiiri bedenin bir uzvu gibi hayat boyu sırtında taşımaya çalışan, hatta olabildiğince şiirce yaşamaya çalışan insanlara hep özenmişim ve imrenmişimdir.'
Bu yüzden olsa gerek, naçizane.. hayatın tüm acımasızlığına rağmen, hep şiirce.. yaşamaya çalışmışımdır. Hatta yakın dostlarım, şahsımı (şayet layık olabildimse) hep 'Hüzünlerin Şairi ' diye nitelendirmişlerdir. (sağ olsunlar, biraz abartıklarını sanıyorum) İzmir'li bazı dostlarda; 'Bay Smyrna' diye söz ederler. (Ben Smyrna) isimli şiirimden esinlenerek.
Sonuç olarak, şiiri yaşamının bir unsuru gören insanlara hep sempati duymuşumdur. Zira bu satırlarıda o nedenle yazmaktayım.
ŞAİRLİĞİNİZİN, ÜRETKENLİĞİNİZİN, BAŞARILARINIZIN, HUZURUNUZUN, SAADETİNİZİN VE SAĞLIĞINIZIN DEVAMINI DİLERİM. Saygıyla. Nusret Akbayır.
29/01/2005.