çocukluğumun bahçesindeki
o mavi boyalı tahta kapının
aralıklarından izledim kaç gece
davullu zurnalı ağlamakları
kaç gece
tılsımlı zifirlerde
Sanki bir kez bile güneş batmamış
sanki bir kez bile soluk alınmamış
sanki bir kez bile gözler kırpılmamış üstüne
öyle diri öyle taze
bak görüyormusun işte orda
dün orda
Çocuk bağışla beni
Meryemin bir nefesle gelen mucizesini
Helenin intihar martılarını yoramadıysam
yolunda Yunusun izi
toprağın her zerresi Arafat
toplayamadıysam yinede içinin içini
Ve yeryüzü titrer
göğün yedinci katında
semah'a durmuştur kuşlar
dünyanın yırtılmamış son perdesi arkasında
yine o ses doğduğum günden
kesmemiş ya ışıktan umudunu
Sen beni unutma,
hani eskiden olduğu gibi,
baktığın her yüzde benden bir şeyler bul,
vurduğum anda aklına,
bir şeyler burkuluversin içinde,
yine dokunabilmek istede bana,
Bir çiçeğe ağlayan gözlerimin,
bir çığlığa taş kesildiğinde,
bir yerlerimden senin geçtiğinin sancılarını gördü herkez,
utanmadım inan,
adına kanlar akmış bayraklar gibi açtım seni göğsümde,
sonra,
Ben miydim o
her gün ayrı bir yerine sevdalı hayatın
ben miydim o bulandırılamaz su
ben miydim o inadına insan
söyle söyle kimin tarihinin ihaneti bu
hangi gün devran döndü yar..
Adın Deniz'di
sende deniz
maviydin önceleri masmavi
engin, açık, düz
sonra yeşile döndün
yeşile bezendin
Bin yılın uzağıymış gibi,
bin yılın hasretiymiş gibi sarıl bana yarın,
hiç konuşma,
hiç ama hiç bir şey sorma,
YOK yok gözlerimede bakma,
ve yine o koskocaman zaman kadar,
Haber gelmez oldu dost
gelmez oldu yarınlardan
gülümsemelerimizi emanet edip kırgınlıklara
umutlarımıza açılmaz kilitler vurduk
tükenmez bilinen yürekler tetikte
her bir yandan yaşam kurşunlanıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!