fotoğraflara bakıyordum da
kapısı sarmaşıklı evin öpücüklü selamları
ortancalar,güller
hanımeli kokuları
acı maskeni seçmekte hürsün soyluluğunla
soyunduysan
su damlasının rengine
ve çay aktığında
denize bir martı bırak
bırak uçsun
kaç saat geç yaşıyoruz burada.
yoğun,algılı,özverili...
kâr mı kalır üretken çağ yanımıza.
beklemeye aldım yüreğimi.
yaşasam ol naz, yaşamasam olmaz.
ağaçlara su yürürken
seni düşünürüm düşümde
gökyüzü dillenir
zirvede bir alpyıldızı
harelenir
kokusunda
gün
üç dakika daha aldı
alı al
moru mor zamandan
bir karışlık umudum kaldı
gözlerinin rotasına sığındı
hasretimin sarı beyaz kelebeği
ve kımıldamıyor eski evler
balözüdür dudağının içtiği
gizemli bir rüzgarda sıyrılmış kalbimin ensesi
çözerken yağar gider
öfkeyi
güneşle yoğurduğumdan beri
göğün derisinden giysi giyerim
Pır pır eder zaman
Kararsızlık ıngasında neye inanacağını şaşırır
Aşkın kurşuni denizinde yıkanan
Hep kabarıp dökülür sesinin bir yanı
Kaçamak cevaplarda
İmbatlarda
gülümse
aynadaki oyuncu
ölümün yüzünü fırçalayarak
gerçeğin içinde oynamaktır
yaşamak
gökyüzüne bakınca hüzünlendim
dağın ardında bir çocuk balonunu kaybetmiş diye…
görseydim çocuğu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!