Bizi kundakladılar,sıcak toprak içine,
Bağlayıp örme ile,siyah çulla örttüler.
Acıkınca meme yok,akşama gelir annen,
Diyerek uyuttular,sevgisiz büyüttüler.
Ağaç beşikler bize,keyif veren salıncak,
Beşikten atlayınca,tay gibi yürüttüler.
Kediyle köpeklerin,arkadaşı olduk biz,
Hadi birde beygire,bin,bin diye dürttüler.
Soğanla sarımsağa alıştık bu arada,
Bizi meyve dalında,sincap gibi gördüler.
Baktılar bu çocuklar,maymun gibi hopluyor,
Burnumuzun ucuna,kara kömür sürdüler.
Eskişehir marşını bilmeyeni tutarak,
Poposuna beş kerre,vurup vurup dövdüler.
Amentü duasını ezberinden bilenler,
Havada kara kartal bahçede bülbüldüler.
Dananın kaç dişi var,adlarını sorarak,
Bilene şeker verip durup durup övdüler.
Düz olan dünyamızı dönmüyor biliyorken,
Dönüyor diyenleri azapla ürküttüler.
Öğretmen ve ormancı adımızı bilirse,
Meşhur bir çocuk gibi,bizi bir şey gördüler.
Çalışmakla okumak arasında koşarken,
Bir derde derman sanıp ara sıra güldüler.
Görenler halimizi,yaktılar dünümüzü,
Ateşinde ısınıp,fazladan üzüldüler,
Yazmakla bitmiyorki çocukluk hikayesi,
Aykırı nesil diye ekmek gibi dürdüler.
Arpacı senin halin sefil ve perişandı,
Kimi bakıp acırken kimileri sövdüler.
Hasan Arpacı,1982,Ortalıca,Tosya
Hasan ArpaciKayıt Tarihi : 8.2.2020 00:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!