Biliyor musun anne şimdi ne haldeyim?
Mekân sessiz, zaman sessiz, ben sessiz
Bir yaprak bile kımıldamıyor yüreğimde...
Yer yerinden oynamış gibi
Tepe taklak dünya sanki
Şeklini şemalini yitirmiş her madde...
Kaç zamandır arkamdan kapılar sürgülü
Perdeler örtülü, duvarlar örülü
Yaşamak marifet istiyor anne
Ölüm kol geziyor üzerimde!..
Kurtulmak istiyorum bu kıskaçtan
Varmak sonra düşlerimde birikmiş özlemlere
Ağız tadıyla yaşamak istiyorum
Yeter artık Anne, yeter!
Yüzbin kere yeter!
Dışarıda hayat
Dışarıda hareket var, biliyorum!..
Geceden bu yana yağan
Karlar büyülüyor gözlerimi
Kendimi kaybediyorum beyazda
Tutsaklığımı unutuyorum bir an
Pencereme çarpan karın
Bir lapa sesi yankılanıyor kulaklarımda
Bana fısıldıyor sanki
Beni çağırıyor yanına
“Gel” diyor, “çık dışarı gel!”
Hırçınlaşıyorum doludizgin
Gitmek istiyor canım
Koşup yanlarına varmak istiyor
Yolak yok!..
Ellerim sarılıyor buğulu pencereye
Bir kâğıt parçası gibi yırtmak
Parçalamak istiyor camları
İmkân yok!..
Çaresizlik balyoz oluyor
İniyor üzerime!..
Oysa çıkıp dışarı
Bütün yağan karları
Avuçlayıp tutmak istiyorum
Gözlerime yağsın
Kirpiklerime yağsın
Bahtıma yağsın Anne
Yerler soğuk, karlar üşümesin
Sokaklarda kartopu oynayan çocuklar da
Ne olur kızmasınlar bana
Onları da el üstünde tutacağım, söz!..
Zemin kaygan, çocuklar düşmesin!..
Gör şimdi neredesin?
Ne yapar, ne edersin?
Haberim yok!..
Ben ise malumun
Dört duvarın arasındayım
Kaderimle baş başayım
Sevginin adı yok!..
Yapıştı boğazıma kahrolası yalnızlık
Ha bire sıkıyor Anne, sıkıyor!
Beni boğmak istiyor
Çaresi yok!
Ne yapsam kâr etmiyor!..
Kaç gece uykumu böldü iğreti kâbuslar
Tüm korkaklığımla bağırdım da
Kimseler duymadı
Duyanlar da oralı olmadı
Oysa sen duysan sesimi
Yalınayak koşup gelirsin
Biliyorum benim için
Düşünmeden ölürsün
Ancak neylersin ki
Sesim gitmez ta oralara
Buralar illet, buralar şirret
Buralar çok, çok uzak senden
Buralar apayrı bir yermiş işte!..
Düşünüyorum da
O çok sevdiğin oğlunu şimdi görsen tanır mısın?
Ayırt edebilir misin diğer çocukların arasında?
Bulup boynuna sarılır mısın?
O özünle büyüttüğün çiçeğin
Şimdi soldu, kurudu Anne
O avucunla tutup okşadığın çehrem
Şimdi darmadağın
Başım oyuk, kerme kerme kan
Saçlarım düğüm düğüm
Gözlerimin altında derin mor halkalar
Dişlerimin hepsi bir dağda
Tıraşım uzadı epeydir
Rengi de çekildi yüzümün
Bitkinim Anne, yorgunum
Kırk yılın yükü var sanki sırtımda!..
Hepsinden kötüsü, hepsinden beteri
Ağzımı açacak gücüm yok, konuşamıyorum
Ne kötü şeymiş konuşamamak!
Mesela “Anne” diyememek
“Ekmek” diyememek
Sessizlik ne kötüymüş
Oysa emeklerken sökmüştüm konuşmayı
Dilimin ilk döndüğü sendin
Görüyorsun ya şimdi onu da beceremiyorum
İsmini uzaklara çağıramıyorum
Her seslenişte sana ulaşamıyorum!..
Bağışla beni güzel Annem
Senden bir şey kapamadım
Sana yakışanı yapamadım
Erken teslim oldum
Tez kabullendim her şeyi
Sana mahcubum!..
(1991-Buca/İzmir)
Şah Ali YaşarKayıt Tarihi : 29.5.2001 02:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)