Bir yaz mevsimiydi sanki içime çöken.
ılık rüzgarlar esiyordu sensizliğin gölgesinde.
oysa ki sıcaktan çatlamış dudağımda bir meltemdin, bir esinti.
biliyorum.
sen yokken bile su vardı dağlardan akan...
Ayaz kış geceleri koynumda sakladığım resmin ve hatıralar.
yazdığım satırlar
ve fosforlu olduğunu fark ettiğim kalemim.
gözlerin gibi parlıyordu gökkuşağı renginde...
bu anlamsız ve bu kargaşa içinde nice kavgalar verdim
nice sevmeler-sevişmeler
kabuslar yaşadım gözlerinin renginde...
‘Bir İlkbahar sabahı
Güneşle uyandın mı hiç? ’
dercesine şarkılar
koşup ta uzandın mı hiç sevgilinin boynuna?
Yokluğunu yaşadığım en güzel geceler de
ki en büyük hüzünler yaşadığım o gecelerde
akan göz yaşların
kim bilir kimin için?
ve kim bilir?
kirpiklerinden akan damlalar bir okyanus gibi
tek yürek,
tek bir damla gözyaşı anlatıyordu her şeyi...
Yüreğimde herkesten büyük bir çocuk var
şiir tadında yazmak bu sözleri
en masum en çocukça şeyler yazmak
her göz yaşımı akıtmak istediğimde o çocuğa sığınırım senin gibi
okyanuslar kadar olmasa da
buzullar kadar soğuk
cehennem gibi sıcak
ve taptaze elma dalında seni hissetmek...
Göz yaşların!
en masum, en çocukça
nasıl da inandım hayatın bir cümle kadar basit
ve bir nefes almak kadar kolaylığına
sigara dumanını çekmek zor olsa gerek tiryaki olmayanlara...
Hayatı ve her şeyi öylesine yaşamak yarını düşünmeden
sergüzeşt,
berbatça,
gününü gün etmek doyasıya
her şeye rağmen
adam gibi bir şeyler yapmaya uğraşmak
bir şeyler yaşamaya...
Gözlerin
ve kirpiklerinin arasından akan göz yaşların ne kadar az da olsa
onları bir okyanus gibi yaptım
umudun adını koydum fosforlu kalemimle
okyanuslar kadar olmasa bile o yağmurlar
çocuksu yüreğim kadar yücelttim
Sevgim kadar okyanuslar yaptım...
Kayıt Tarihi : 5.4.2002 11:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!