Kaldıramayabilirim bu ağır dönüşümü, kızma..
Sözlerin eksiliyor günden güne, söylemen gereken kelimelersiz konuşuyorsun ,
Kan kaybım artıyor bundan sebep..
Sözlerin soğuyor, üşüyorum.
Sesinin tınısı değişiyor bir anda..
Nicedir bekliyor anam yollarımı bilsen,
Selam söylerim senden,
Sevinir..
Gözlerinden söz açarım ona;
Derim ki ‘’ elasında kayboldum ana’’
Ancak o zaman suçlamaz seni..
Güzel sözler bıraktım sana sevgilim,
Gülden ağır söz söyleyemedim, atsan da uçurumdan, sürsen de..
Yani dağıtsan da durup durup , alışkanlık halinde..
Elbette can baş üstüne senden gelen zulüm de ölüm de..
Ki ben de biliyordum , masal böyle bitiyordu;
Kimse ‘’mutlu sonu’’ yakıştıramamıştı bana..
Böyle hükmolunmuştu Tanrılarca hakkımda.
Ve sen diplomatik krizler çıkarmaya devam ediyordun durup durup alışkanlık halinde
Güzeller güzeli, sevgilim..
Gidersen
Hiç gelmemiş gibi sanki,
Suçlamam seni..
Ki çoktan yazdım, cebimde saklı vasiyetim.
Ele vermedim seni,
Güzel sözler söyledim, duyarsın,
Ve kimseler suçlayamaz gözlerin için..
Çoktan yazdım kendi ağıtlarımı, geldiğinde günü, bacım söylesin diye başımda..
Duyarsın,
Ve tanıdık gelir sana bir yerden o vakitlerde..
Üzülme, zaten de kayıbım elasında, kimliksiz, hükümsüz..
Kayıptan da sayılmaz ,pahasız pul hesabından olmasa da olur bir kulun yokluğu, sevgilim..
Üzülme
Ben ezelden ölüyüm , senin için..
Hem kemansa kaşın, kirpiğin oksa, yani vurduysa beni tenhada..
Gözlerin elaysa, balsa , attıysa uçurumdan , yani saldıysa sürgüne,
Bunlar suç olabilir mi..
Varsay ki bir sinek kondu bala, yapıştı öldü çırpına çırpına..
‘’Arının suçu ne’’ demezler mi adama,
Hal bu minval üzre ve bundan ibaret oluptur durum..
Korkma, seni rüsva etmem..
Tehdit olarak algılama ,
Yani gitmemene ikna etmek için söylemiyorum,
Durum tesbiti bu sevgilim,
Patolojik bulgular böyle..
‘’Dördüncü evre’’, ‘’ derin aşk acısı sebebiyle’’ diye yazdı doktor, otopsi raporuma, gördüm..
Hayır , eğme kaldır başını, durma öyle..
Kementse kıvrımı zülfünün boynumda,
Esir düşmüşsem gülüşüne,
Yani yanmışsam ataşına közüne,
Vurgunsam gözüne kaşına..
Kusurlu kılmaz seni bu saydıklarım sevgilim, canım,
Kim olsa giderdi...
Sen ışık hızında bir yıldız,
Bense yıldız tozuydum..
Rüzgarınla savruldum boşluğa
Tutunamadım..
Yani gözlerin aldı beni;
Tanrısal bilgiydi onlar, sırlar kapısı, pi sayısı,
Yani geçiş noktası boyutlara..
Gözlerin felsefe..
Kim olsa erirdi, kaybolurdu elasında,
Senin suçun değil..
Gözlerin yaşam formülü, matematik, kainat.
Sonsuz bir şiirdi gözlerin..
Bundan sebep söz konusu değilim,
Kim olsa ölürdü çünkü, seve seve..
Ne desem anlatabilmiş olamıyorum gözlerini..
Derin uçurum onlar, hayat şifresi..
Yani mana-ı mutlak, hakikat eşiği..Gözlerin levh-i mahfuz..
Binlerce asır savrulduğum, salındığım boşlukta,
Onları bulmak içindi semah dönüşümüz galaksilerle, sevgilim..
Ki olamadım onlarsız ve anlam bulamadım eşyada..
Bundan sebep bütün meselem,
Senin suçun yok.
Adını vermedim bu yüzden,
Güzel sözler bıraktım sana..
Kim olsa ölürdü..
Biliyordum sonunu masalın, güzel perim,
-Elbette – sonumu.
Masal böyle bitiyordu, yani ‘’ mutlu son’suz’’
Çünkü ben böylece yazmıştım levh-i mahfuz’a,
Daha iyi ve güzel değil mi sence de;
‘’Mutlu son’’dan, ‘’mutlu son’suz’’luk?
Olumsuzda da estetik olabiliyor demek,
Hayret..
Abidin Dede
Kayıt Tarihi : 13.9.2022 00:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.