Sevgilim...
Bu şiir sana değil aslında
Gün sonunda denize doğru atılan
sardunyaları topluyorum
Yüzüm'ün tam ortasında yutkunan bir hüzünde duruyor hayat
Öylece baka kalıyorum ardıma
Yüzüm, yüzümün gölgesini arayan bir mektupta kalıyor öylece
Önce 'çıkar beni' diyorum
Sonra topla kendini ekseninde
Çarp bir kenara
Elleri kalbine doğru büyüyen bir kaç kadın geçiyor şuradan
Bana cenneti kucaklayıp getiren annemin ellerini arıyorum
Çoktandır süt içmedim yağmurun rahminden
Ve çoktandır kendi içimin kalabalığından korkuyorum
Sevgilim...
Aslında bu şiiri çıplakken yazdım ben
Ve bir günahın avucuna gül koyacak kadar üşüdü ellerim
Say ki ; kırk yerimden edilmiş
bir yemin gibiyim
kendime
Ve ben çok eskiyim
Çok eksik
Bak!
Oruçlu bir kadını sövüyorlar
Bu bir kara tahta
Yaz diyor tanrı!
Adımı bir cam kavanozun içine koyup kapatıyorum
Şişmanlasam diyorum
Çok yesem
Çok su içsem
Kapıyı yüzüme doğru çarpıyor tanrı!
Sabaha kadar çatırdayan bir kuzine'nin arkasından,
Karıncalar'a su taşıyorum
Sanki bütün günahların üzerinde gizli bir cennet bahçesi var da
ben bilmiyorum
Ve elma tadında bir hayatın kabuklarını soyuyorum hiç durmadan
Ortada bir şey var
Böyle geriye doğru büyüyen
Sonra küçülen
Sonra uzayan
Biten
Sabaha karşı yüzüne nur inmiş hiçbir kadın
Aşk'a inanmaz bayım!
Ama ben inandım
Bu sayede bilmem kaçıncı cümleden
geçti ömrüm
Kalbimin üstünden hızla ilerleyen tren raylarından devriliyorum geceye
Öylece, dışını güneşe dönmüş
Beyaz bir kardelenim ben
Hem ben, uyuyunca göz altları mor bir halkaya benziyorum
Kocaman ve yuvarlak
Kendime doğru akan bir nehir'in
içini açıyorum avuçlarımla
Bir yığın karınca geçiyor ayak izlerimden
Ve, kızıl bir yıldızı doğuruyor
ellerime gökyüzü
Tutup, denizi öpüyorum
Deniz ve sen
Özge Özgen
Özge ÖzgenKayıt Tarihi : 12.3.2022 00:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!