Takvime düşen yaprak, gülüm on dört şubattı
Seni ilk gördüğüm gün, aşkın beni kuşattı
İpek kanatlı kuşlar göğe yüceltti beni
Şafak rengi boyandı ufkumun sisli hattı
Akla ziyan düşlerin semavi ülkesinde
Aşk denilen iksiri, gönlüm seninle tattı
Gamzeni kıskanarak tılsımlı alev gülü
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Beğeniyle okudum üstad. Her şiiriniz gibi doyumsuzdu. Sizden çok şey öğrendiğim muhakkak. Açıklama için ayrıca teşekkür ediyorum. Ders gibi oluyor...
En sevdiğim kısmı izninizle tekrar paylaşıyorum. Nedense hiç göz kırpmaz aban Çoban yıldızı diyerek beni bu soruyla başbaşa bıraktığınızı da itiraf etmek isterim...
Yaz gülü niçin üşür, kardelen ter dökerken
Yaşayan âşık bilir; kabus gelip çökerken
Nedense hiç göz kırpmaz, bana Çoban Yıldızı
Hayal biter, düş başlar! Bende şafak sökerken
Gözlerine çarpmasın; inceden hicran yeli
Dev çınarın belini, dal misali bükerken
Gamlı öten baykuşu ağırlar her virane
Gece yıldızlarını gökyüzüne ekerken
Kuytu bir yaprak seçip, didinir terzi kuşu
Aşk adına özenle yuvasını dikerken
Belki düşünür derim, bahtımın hüzün gülü
Gözlerine uykunun sürmesini çekerken
Ya güvercin kanadı, ya turna sorgucunda
Bir selam gönder gülüm, ölüm yok ya ucunda
Sevgili antoloji üyesi kardeşlerim,
Şiirin videosunu:
/>
Linkinden izleyebilirsiniz.
Bu şiir ile ilgili 62 tane yorum bulunmakta