Ben sevgiyi o mini mini iki üç yaşında ki bebelerin gözlerinde gördüm, gamzelerinde gördüm. Ben sevgiyi seksenlik doksanlık ninelerin dedelerin hiç tanımadığı insanlara yavrum diye seslenirken ki içtenliklerinde gördüm. İnsanlıktan nasip almamış diktatörlerin halklarına seslenirken bağırıp çağırmaların da görmedim. Dayatmacı iktidarların ''Dediğim dedik çaldığım düdük'' diye diye ülke yönetmeye kalkanların hal ve hareketlerinde asla sevgi ve samimiyet görmedim...
İnsanlara zulmeden diktatörler, kim olursanız olun, milliyetiniz ne olursa olsun, sizleri cehennemde görmek için can atan milyonlarca mazlum ve masum insan sabır ile bekliyor hem dünyada hem de ahrette...
Beş altı yaşına gelip de annesine babasına ''Sevmek ne demek, aşk ne demek anne baba? '' diye soran çocuğun suratına okkalı bir tokat savuran baba sevmekten ve sevilmekten ne kadar nasip almıştır varın siz düşünün.
''Sevgi ve aşk hem farklı ölçeklerle ifade edilebilen farklı yoğunluklara sahip iki duygu türü, hem de herkes tarafından farklı şekilde duyumsanıyor. Dünyada altı buçuk milyar insan varsa, altı buçuk milyar farklı boyutta hissedilen sevgi ve aşk türü var demektir. Tek bir tanım o nedenle zor...''
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta