Sevgi
İnsanı insan kılan en güzel en büyük düşüncesinin yoğunlaşmış ifadesi olan duygunun, aynen inançsız insanın olamayacağı gibi (inanç illa bir dini düşünce ve duygunun olması anlamını taşımaz, inanmak farklı olguları da taşır. Her hangi bir dini inanışa inanmak gibi.) sevgisizde olamayacağı gerçeğidir.
Bu bazılarımızda öyle farklı öyle derin anlam taşır ki, insanın kendi doğasına dönüşünde ilkel komünal işleyişten, modern komünal işleyişe sahip olunmanın derinliğidir.
Bu derinlikten habersiz bilincine bunu almamış (dünyada egemen kapitalist-emperyalist sistemin onun egemen gücü olan büyük-tekelci burjuvazinin zehirlediği bilinçte olanlar) olanlarla, almış olanların farkı kendine işkence yapana bile acıyan onu insanlıktan çıkaran işleyişi kavradığından, onu bile bağışlayabilecek onurlu bir insanın bakışı ve duruşunda kendini gösterir.
Bu yetmez dünyanın herhangi bir yerinde olan haksızlık, insanlık dışılık, onun bilincini- düşünce duygularını incitip acıtır. Kendi acıları gibi duyumsar derin bir hüzünle benliği sızlar.
Emeğiyle yaşamı ören, var edip sürdüren işçilerin-emekçilerin dünyasının değerleriyle, onların yaşamlarının günlük kazanımlarının gelişmesinin yolunda ve bulunduğu topraklarda sıkışıp kalmadan, bütün dünyadaki emek güçlerinin yaşama egemen olmasını, kardeşçe birlikte çalışıp birlikte üretip birlikte en adaletli en eşit bir şekilde paylaşılmasını (“yârin yanağından gayrı her şeyde hep birlikte”) yeryüzünde hiçbir insanın aç, işsiz ve barınaksız kalmamasını, gelişmesi için bütün olanakların seferber edilmesini, daha iyi daha fazla gelişmesi için gerekenin yapılmasını isteyip savunmak bunun için bulunduğu her ülkede daima öne atılan olmakta, bunun karşılığı olarak bedel ödemektedir.
Sevgisinin, idealinde ki inancının, adaletinin sınırsız ve sonsuzluğu, emek kardeşliğinde kendini somutlanıp ifade ederek, insanların hiçbir dil, din, ırk, cinsiyet gözetmeden kucaklayarak kapsaması onun enginliğinin göstergesidir. Bu aynı zamanda toplumların-halkların doğal gelişimlerinin tarihi köklerindeki derinlikle, onların doğal haklarının da savunulması demektir.
Gelecek olan yaşam biçimi işte insanın özüne- doğasına modern “altın çağ” olarak kendini gösterecek olan sınırsız, sömürüsüz ve sınıfsız, imtiyazsız dünya çalışan-üreten emekçi insan toplumudur. Şüphesiz zorlu, uzun, dolambaçlı, çok acılar çektirecek olan bu yürüyüş gerçekleşecektir.
Özgür doğa, özgür insana ulaşılacak olan bu yürüyüş en gelişmiş insana ulaşmayı da getirecektir. Köhnemiş, zamanını çoktan doldurmuş olan bu emperyalist vahşet çağının bağrından, kendi mezar kazıcılarını ortaya çıkardıkları gibi, geleceğin insanını da ortaya çıkarmakta.
Bastırılmış duygular sağanağında
Açız doyumsuzca sevgiye, insana
Yıkmışız benciliğin burjuva kalelerini
Benliğimiz ezilen, sömürülen insanlıkta
Bitmedi… Sevgiler
Vedat KoparanKayıt Tarihi : 17.2.2013 11:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Vedat Koparan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/17/sevgi-981.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!