Sapladılar seni kor yüreğime
Kara saplı bir bıçak gibi ey yâr!
Kapkara bir su gibi damlattılar
Şu öksüz yüreğimin otağına.
Çözülmez yüzüm buzu,olsa da
Saçların rüzgâr,gözlerin ilkbahar.
Akar ağzından simsiyah bir nehir,
Dirense de siyaha yanaklarım,
Dans eder kor gözlerimde gölgeler.
Süzülür yanaklarımdan bin zehir,
İşler damla damla yorgun ruhuma,
Zehire deniz olur kulaklarım.
Zehirli ok temreniyse sözlerin,
Yüreğini yitirmişse bir kadın.
Bir yüreğin kalbine düşüyorsa
Yayı gerip de fırlattığın her ok,
Kahverengi bile olsa gözlerin,
Beddualarla anılır hep adın.
Kopardın güz yaprağı gibi beni,
Dalımdan ey canavar ruhlu rüzgâr!
Artık ne yöne savurursan savur,
İstersen kuşbaşı doğrayıp kavur,
Korkmaz kurumuş bir yaprak,tutsa da
Her sokağın başını bir canavar.
Neden üşüttün sıcacık havayı
Sesi gökgürültüsü olan rüzgâr?
Neden attın üstümdeki yorganı?
Neden çatısız bıraktın yuvayı?
Ölüme mahkûm edip beni,neden
Geçirdin boynuma yağlı urganı?
Karlar yağdı yaprağıma,dalıma,
Yandı ilkbaharda açan çiçeğim.
Bir gün istifa edip insanlıktan,
Vada edip ısınmayan odama,
Atlayıp sandalıma,gideceğim
Düşlediğim tek kişilik ada’ma.
Duymak istemesem de sözlerini
Ey soğuk yüzlü sert rüzgâr!Nerdesin?
Yokluğunda huzur bulsa da ruhum,
Kırk kat perde ardından gelir sesin.
Sevmesem de buz yüzlü ruhunu ben,
Severim kahverengi gözlerini.
Kayıt Tarihi : 12.5.2022 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!