Tıpkı İstanbul gibi olmuşsun;
Güzel ama kibirli,
Denizin alabildiğine kirli.
Kibir ona yakışıyor;
O, Süleyman’ın şehri.
Bir duvar ördün aramıza,
Boğaz köprüsü gibi, geçiş bedelli
Sana sevdiğim diyemiyorum,
Bakışların beton yığınları gibi.
Dokunuşların, İstanbul havası gibi gri,
Nefesinin kokusu taksim meydanısanki,
Tanımaz o şehirde kimse kimseyi.
Kapılıp büyüsüne tanımazdan geliyorsun beni.
Tam İstanbul olmuşsun tam,
Altı dehliz altı kuyu altı zindan,
Yine de duruyorsun heybetli heybetli,
Yüreğinden boylanmış sanki güzelim kız kulesi.
Şimdi ezan vakti.
Zannediyorsun ismini haykırıyor camileri kubbeleri.
Heykellerini mi dikmişler yedi tepenin her birine?
Nedir bu edanın temeli?
Fatih Sultan fethetti, senin kadar övünmedi.
Ne sultanlar geldi geçti…
Hiç biri senin kadar kirletmedi.
Rüzgârın bile, ayni ölü balık kokusu sanki.
Anladım, önce yüreği çürütüyor nemi rutubeti…
Sana sevdiğim diyemiyorum,
Öldürdün içimdeki sevgiyi.
Sen mi İstanbul’da kayboldun,
İstanbul mu kaybetti seni?
Kayıt Tarihi : 21.8.2012 00:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul'un şanssızlığı, bunun bir sitem şiiri olması bence, çünkü bu dünya güzeli şehrin, sevgilide siteme konu olan yönleriyle benzeşen yanları çıkıyor ön plana...
Fakat, yılların bana kattığı deneyimle, diyebilirim ki, şairin kalemi diyemiyorsa da, yüreği, İstanbul kadar sevdiğini inkar edemiyor siyem ettiği kişiyi...
Güzel şiirinizi ve sizi gönülden kutlarım Nimet hanım,
saygımla, sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
İstanbul masum, her şehir gibi... Kirlenmek bize özgü... Övgü zaten öyle... Hele 'Sultan sanıyorsa kendisini', ötesi yok... Sevilmeyi hak etmediği çok açık...
O nedenle 'sevdiğinizi dememeniz' gerekir, bence de...
Güzeldi şiir.. Kutlarım Nimet Hanım....
Ne güzel, ne doğal bir anlatım. Sular seller gibi yani. Kutluyorum sizi ve sıradan olmayan bu şiiri.
TÜM YORUMLAR (12)