SEVDAYA YOLCULUK
Bİr yolun iki yolcusuyduk seninle.Menzilimiz yoktu,bir deli ırmak gibi bulduğumuz her koldan akar giderdik. Ve aslında birbirimize akardık biz.
Sözcüklerimiz rehberi oldu yolculuklarımızın. 'Aşk' derdik,yemyeşil bir ovanın ortasında bulurduk kendimizi. 'Yürek' derdik,bir dağın tepesinde kayadan,kayaya atlardık çocukça.'Ah ayrılık' derdik, sığınacak bir kulübe arardık uçsuz bucaksız bozkırın ortasında.
Kendimizce özgürdük,bizi kısıtlayan ne varsa soyunup arkamızda bırakmıştık. utanmadık bu çıplaklıktan,hiç bir sırrımız yoktu birbirimizden saklayacak. Bazen bir masal kahramanı gibi olurduk Kaf dağı'nı aştık.
Anka kuşunun kanadına oturup yeryüzüne baktık. Söylenmemiş ne varsa,yüreğimizde sakladığımız ne varsa hepsini söyledik birbirimize.
Kendi icadımız notalar,besteler yaptık. Sonra en güzel sevda sözlerini bulup bestelerin üzerine giydirdik. Şarkılarca haykırdık,şarkılarca anllattık aşkımızı. En gülünmeyecek şeye bile güldük delice. Kahkahalara yükledik sevdamızı. Her gülüş, aşkımızın ilanıydı aslında.Biz yanlızdık ama binlerce tanıdığımız vardı. Kim görse,kim baksa yüzümüze anlıyordu,içimizden dışarıya taşan sevda coşkusunu.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum