Gülün hasretiyle hazandan bahara kadar ağlarmış bülbül
Bülbülün figanını anlamaz, kanayan rengiyle yalnız açan gül
Bir çöl ahu'sunun hicranıyla boşuna ah edip yanmış bu gönül.
Hazan mevsiminde üşüyen dalları sarmasa da yapraklar
Solgun goncalar umutlarını kıştan sonra bahara saklar
Beni hasretin değil, şifasız sözlerin yürekten yaralar.
Aşk, bazen vefasız kollarda ağlamaktır, bu fani alemde
Kutsanmış duyguların kadrini kaç kişi biliyor kalbinde
Nemli bakan gözlerin hesabını kim verecek o sevgiliye.
Arkasına sığındığımız dağlar taşlar bir gün dile gelir
Kime nasıl hesap vereceğiz deme, o gün aklın delirir
Sana her şeyimi arz ettim, beni anlamaya engel nedir.
Kara sevdamı yeşil gözlerinde taşırsın, son makam mahşere
O gözler gurubun simyasından akıverdi kalbimdeki harelere
Ne olur çatma kaşlarını, anla beni, ferman edilmez kadere.
Bülbülün aşk figanı boşunadır, benim mahcup sevdamın yanında
Karalar bağlasam, ağlasam da senden başka bu aşk kimin umurunda
Yaralı kalbimin hikayesini hiç bir kitap yazmaz, anlatamaz bu dünyada.
Sana karşı çok mahcubum, sevdası sen olan bu aşkın hülyasında
Nemli bakışların arzusunu geri çevirme, hep sen varsın aklımda
Yalvarırım, beni yapayalnız bırakma, bu sürgün hayatın diyarında.
İbrahim Yılmaz
Akçay- Ekim 2016
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 28.12.2016 01:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!