Sevdanın adını verdiler; bu soğuk puslu sokağa..
Kaldırımları yeniden bir bir işlediler:
Kelime kelime, mısra mısra..
Tema umutsuzluk olsun dediler
Ve kırdılar tüm sokak lambalarını,
Evleri bir bir siyaha boyadılar..
İki adam siluti belirdi sokağın başında;
Birisi kuru, diğerini hatırlamıyorum zaten;
Kavga ettiler..
Sokağın eskilerinden Hikmet kaptan ağladı..
Sonra da yağmur yağdı..
Yağmurun neden ıslak olduğunu tartışıyordu
Arnavut kaldırımının herbir üyesi..
Soluk soluk kokuyordu güller,
Hem dikeleri de körelmişti zaten..
Güller üzgündü:
Soluk bir gülü kimse sevmezdi artık..
Hem sevse bile, dikenine katlanmak zorunda değildi..
Melankoli ve kasvet kokuyordu sokak; yani sevda sokağı..
Ağaçların çıplak kalıp 'kendisi'olmalarıyla ilgili soruşturmalar devam ediyordu..
Bir ağaç yapraksız mı olmalıydı 'kendisi'olabilmesi için?
Sonra zincire vurdular karanlığın gölgesini,
Sevda sokağında sürüdüler, sokak sokak sürüdüler..
Hala yağmur yağıyordu ve Hikmet kaptan ağlıyordu..
(Nisan 2001-Kars)
Vural ÇelikerKayıt Tarihi : 1.11.2001 21:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!