SEVDA KELEBEĞİN KANADIN/DA
Tanyeri ağarırken, çiğ taneleri üzerinden şavkını paylaştırdığı zamanlardan sesleniyorum sana.Güneşin, karanlıkla aydınlığın üzerine tüllendiğinde “ imkansız sevdamı” yolluyorum sana.Durgun suyun dibinden görünen beyaz çakıl taşların üzerine adını yazıp sana geliyorum.Ve bu sevda mektubunu kelebeğin kanadında sana yolluyorum.
Dolunayda çığlık atan bir gecede sevdim seni. Görmesemde gülüşlerini, seher yapraklarını güneşe açan çiçeklerin yüreğinde bildim gözlerini.Sırtımı sıvası dökülmüş duvarlara yaslayıp seni anlatırım karanlıkla inatlaşan yıldızlara.Her sabah papatyanın ayak uçlarında, uykuya dalmış ceylanları kaldırıp onlarla nice selamlar yollarım sana…..
Sakın kederlenme sen.Kozasından hayata gülümseyen kelebeğin, kirpiklerinde öğüttüm arsız acılarını.Çünkü sen, doğan güne “umutla”uyanmalısın.Ne olur düşünme içinde kanattığın sancıları.Yüreğin irin toplasada ne olur ağlama.Ben, sen uyanmadan gül kokulu yağmurlarla yıkarım kanayan dudaklarını.Çünkü sen her nefes alışında “baharları” solumalısın.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden