Sevda Dilimde Bir Türkü Şiiri - Savaş Barha

Savaş Barha
482

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sevda Dilimde Bir Türkü

Sen yaratıldın diye
mutlak bir mutluluk hakim oldu
yaratılmışların yaşadığı diyarlara.

Bütün kötülükler ilga edildi.
Karanlıklar aydınlığa hapsedildi.

Herkesten ve her şeyden arındım.
Bir sen kaldın bende.

Sen doğacaksın diye
newroz çiçekleri yayıldı dağlara.
Dağlar, mor bir örtüyle kaplandı.

Rüzgâr, deli taylar gibi coştu;
ovalara, yaylara, denizlere koştu.

Sen üşüme diye
zemheri gecelerde güneş doğdu.

Tenin yanmasın diye,
mevsimler ılık ılık ılıdı, adı değişti;
İlkbahar, Yazbahar, Sonbahar, Kışbahar oldu.

Sen güldün diye
Süryani yalnızlıklar son buldu,
unutulmuş diller yeniden doğdu,
Ezidi kadınların alnına halkalar çalındı,
zılgıtlar dillerde sessizliğin göğsüne saplandı.

Şiirler mi hayat bulacak,
hayatlar mı şiir olacak?

Böyle olmaz bu işler.
Yeni bir güneş yaratmalıyız.

Yeni güneşi
geceleri de doğurmalıyız.
Geceler gündüzler kadar aydınlık olmalı.

Sen okursun diye
bütün kitaplar yeniden yazıldı.
Nil nehri mürekkep olup taştı.
Yapraklar birleşip sayfa sayfa kitaplaştı.

Bugün sana sarıldım,
kollarımız bedenlerimizi kavuşturdu.

Kalbim sağ göğsünde attı,
kalbin sağ göğsümde attı.

Ölmek mi?
Asla!

Sen dinlersin diye
bütün türküler yeniden yakıldı.
Yedi telli sazın yedisi de adına yandı.

Bülbül oldum kapındaki ağaca kondum.
Ay Işığım diye adını andım; sen, beni öttü sandın.

Güvercin oldum semalarda dolandım.
Akan kanı durdurdum, silahları susturdum.

Sen koklarsın diye
çiçekler birbirini eziyor.

Baksana sarmaşığa
nasıl da gülün boğazını sıkıyor.

Ya akasyaya ne demeli?
Sen görmedin diye
nasılda boynunu bükmüş.

Sen sokağa çıkınca herkes
Susam Sokağı’ndan çıkıp gelmiş gibi.
Neşeli, mutlu, sevinç dolu, şen şakrak.

Kırlangıçlar nasıl da coşkulu.
Gözlerin değil mi şu semadaki?

Toprak sana göz kırparcasına
envai türde çiçekler bitiriyor bağrında.

Attığın her adımda
sanki yeni bir gün doğuyor.

Bugün ne yaptın öyle sevgili?
Nasıl oldu da karşıma çıktın?

Ellerimi tuttun.
Gözlerimden öptün.
Boynuma kader gibi sarıldın.
Bir bakışınla yaşamayı bana bağışladın.

Sen, nasıl bir hayatsın sevgili?

Önce yaratıldın, sonra doğdun.
Sonra güldün, sonra güldürdün.
Ve bugün bana yine bir ömür oldun.

İdam edileceğim sabah düşlerimdeydin.
Öleceğime değil, seni göremeyeceğime ağladım.

Gözyaşlarım boynumdaki ilmeği yaktı, ölmedim.
Düşlerim gerçek olsun diye gömülmedim.

Bilmiyorum. Bilmiyorum.
Bilmediğim şeylerle yargılanmak istemiyorum.

Beni yargılayacaksan bildiklerimle yargıla.
Kapında sabahladım diye sakın ola bana kızma.

Sokağa her çıktığımda
ayaklarım beni kapına getiriyor.

Ayaklarıma söz geçiremiyorum.
Ayaklarım beni değil yüreğimi dinliyor.

Kapına gelene dek yürüdüm.
İnsanlara çarpa çarpa yürüdüm.
Sonra koştum pencerene üşüştüm.

İyiyim merak etme.
Korkma hasta olmam.

Kalbimde yanan aşkın
bedenimi ısıtıyor, ölmem.

Belki de cehenneme gidecek kadar
çok yalan söyledim seni bir daha göreyim diye,
gözlerim gözlerine değsin de yeniden doğsun diye.

Eskiden her gün bir mektup yazardım sana.
Sonra bir kalp kardeşi uzun yazmamı istedi.

Eğer ki mektupların sayısı azaldıysa,
mektupların uzamasındandır Ay Işığım.

Uzasın mektup Ay Işığım, uzasın.
Mektuplar uzadıkça vuslat yaklaşsın.

Savaş Barha
Kayıt Tarihi : 1.1.2019 21:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Savaş Barha