Ya eğitimde yarattığımız fırsat eşitsizliğini kabul et, ya da terk et.
Ya parası olanların çocuklarının eğitimde hakkı olduğunu kabul et, ya da terk et.
Ya kütüphanesiz, spor sahasız bir ülke yaratıp çocuklarımızı, gençlerimizi sokaklara terk edişimizi kabul et, ya da terk et.
Ya işçileri sarı sendikalara teslim ettiğimizi kabul et, ya da terk et.
Ya işçilerin alın teri ile emeği ile geçindiğimizi kabul et, ya da terk et.
Ya bire üretip, bine satanların, Anadolu halkını sömürüp parasını İsviçre bankalarına yatıranları kabul et, ya da terk et.
Ya sağlıkta parası olanın muayene olabileceğini, sağlık hakkının olduğunu, insanca karşılandığını kabul et, ya da terk et.
Ya sahillerin yağmalanmasını, sahillerin halka kapatıldığını, halkın kıyılarda dolaşmasının engellenmesini kabul et, ya da terk et.
Ya ülke ekonomik kriz içinde iken, devletin makam arabası saltanatına devam etmesini kabul et, ya da terk et.
Ya adam kayırmacılığı, torpili, rüşveti, bananeciliği, vurdumduymazlığı, sorumsuzluğu kabul et, ya da terk et.
Ya herkesin silahlanmasını, maç çıkışı, düğün şenliğinde magandaların cinayetlerini kabul et, ya da terk et.
Ya herkesin silahlanmasına göz yummayı kabul et, ya da terk et.
Ya yurttaşlarımızın on binlercesinin yollarda, trafik kazalarında ölmesini kabul et, ya da terk et.
Ya ulusal ilaç sanayimizin yok edilişini, olmayışını, bir savaş anında ilaçsız, aşısız, cihazsız, malzemesiz kalacağımızı kabul et, ya da terk et.
Ya bilimin, aydınlığın, ışığın, özgür düşüncenin, demokrasinin hiçe sayılmasını kabul et, ya da terk et.
Ya siyasi partilerde tek adam sultasını kabul et, ya da terk et.
Ya yandaş medya zihniyetini, bizimkiler suç işlerse mubah, onlar işlerse tam sayfa manşetlik tutumunu kabul et, ya da terk et.
Ya ulusal savunma sanayimizin dışa bağımlılığını kabul et, ya da terk et.
Ya yakılan, ormanlarımızın turizm arazisi olarak sömürülmesine, ülkemizin ormansız bırakılmasını kabul et, ya da terk et.
Ya çocuk yuvalarımızda, huzur evlerimizde şiddeti, baskıyı, dayağı, kötü muameleyi kabul et, ya da terk et.
Ya kadını hala cinsel obje olarak sunan egemen anlayışı kabul et, ya da terk et.
Ya kadını cahil bırakmaya çalışan, onu üretim alanlarından koparıp sisteme, erkeğe mahkûm eden yapıyı kabul et, ya da terk et.
Ya fiziksel, ruhsal, aklı yeteneklerini, sağlığını yitirmiş yurttaşlarımızı ihmalimizi kabul et, ya da terk et.
Ya yollarımıza, kaldırımlarımıza, sokaklarımıza tükürenleri kabul et, ya da terk et.
Ya halkın sağlığı ile oynayanları, çürük çarık mal, gıda satanları kabul et, ya da terk et.
Ya ülkeyi griye, betona, zifte mahkûm edip, yeşili, çevreyi katletmeyi kabul et, ya da terk et.
Ya siz bu gençliğe ne verdiniz, diyenleri susturanları kabul et, ya da terk et.
Ya çürük, kontrolsüz, denetimsiz, yaptığımız inşaatlarda, bir deprem de on binlerce insanımızı toprak altına gömmemizi kabul et, ya da terk et.
Ya bir kısım gençlerimizin, uyuşturucu, sigara, alkol batağına batırdığımızı, buralarda yaşamlarının söndüğünü kabul et, ya da terk et.
Ya onlarca yıldır, bu ülkede torpilsiz mesleğe girememenin, meslekte yükselememenin olduğunu kabul et, ya da terk et.
Ya cumhuriyet Türkiye’sinde hala ağalık, aşiretlik sistemin olduğunu, kısacası kula kulluğun sürdüğünü kabul et, ya da terk et.
Ya yine onlarca yıldır, ülkemiz de hukuk dışı örgütlenmelerin, sokak zorbalarının hukuk yerine geçmeye çalıştıklarını kabul et, ya da terk et.
Ya kendi yandaşının, taraftarının, patronunun kirliliğini görmeyen, yazamayan, konuşamayan söyleyemeyen anlayışı kabul et, ya da terk et.
Ya bu ülkeye sol gerekecekse biz kurarız, diyenleri kabul et, ya da terk et.
Ya yalakalığın, taktakçılığın, şakşakçılığın yükselen iğrenç değerler olduğunu kabul et, ya da terk et.
…
Onlarca yıldır ülkemizde izlenen politikaların bizi ne hale getirdiğini görmemek için ya bu durumdan çıkarcı olmak gerek ya da kör, sağır dilsiz.
Kendini aklayıp, başkalarını suçlama kolaycılığına kaçmakta bir başka ahlaki sorun, yanlış.
Ya sev, ya terk et mantığı.
Ya bu deveyi güdeceksin ya da bu diyardan gideceksin sözü gibi en temel ahlaki değerlere ters olan mantık.
İşyerinde, evimizde, okulumuzda, mahallemizde, arkadaşlıklarımız da, dostluklarımızda, dahi öyle değil midir?
Ya onaylayacaksın doğru olmayanı, erdemsizliği, suçu, usulsuzlüğü, yolsuzluğu ya da terk edeceksin.
Bu ahlaki aşınmamızın da bir sonucu değil mi?
Altında yatan en önemli neden ise demokrasiyi rafa kaldırıp, yerine anti demokrat uygulamayı sistemleri getirmek değil midir?
Dün emekli cumhurbaşkanı Kenan Evren’i görevde iken, güçlü iken alkışlayanların, o iktidardan gider gitmez, devlet içindeki gücünü yitirdiğini görür görmez ne kadar ağır eleştirdiklerine şahit olmadık mı?
Ya da yine eski cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Özal’ın kolları kanatları altında geçinirken o gider gitmez kendisine saldırıya geçtiklerini yaşamadık mı?
Ya da siyasi partilerde parti liderlerine yağdanlığın en görülmeyenini sergileyip, seçildiğinde parti liderini ilahlaştırıp, seçilmediğinde, seçim listesine konmadığında hemen hasım, muhalefet olduğunu yaşamıyor muyuz?
Ya sev, ya terk et mantığı, en kolay, en ucuz gündelik hayatımıza giren bir test mekanizmasıdır.
Ya benim yanımda yer alacaksın, ben ne yaparsam onaylayacaksın, ya da olmayacaksın.
Bu mantık sadakat, biat kültürünün, geleneğinin içimize sinmiş belleğimizi frenleyen, cesaretimizi korkaklığa çeviren en temel yaşam anlayışımız değil midir?
Aslında bu mantık, antidemokratik bir mantıktır.
Bir toplantıda doğruyu söyleyenin, amiri, patronu tarafından ‘çık dışarı’ azarıyla kovalanması mantığıdır bu.
Bu gücün doğrudan sıyrıldığı, gücün temellerinin çürüdüğü anlayışıdır.
Kral çıplak diyen herkese, enayi kralın çıplak olduğunu herkes görüyor, konjonktür onu gerektiriyor da kimse söylemiyor, bu senin bilgeliğin erdemin değil, saflığın, enayiliğindir mantığıdır.
Keşke (en sevmediğim, sözcük) ,yaşamı insanlarımıza sevdirebilseydik de, kimseye terk et demeseydik.
Keşke yaşamı insanlarımızla, komşu ülkelerle, dünyayla severek sürdürebilseydik de, terk et değil içeri buyur edebilseydik.
Aslında keşkeler yaşamımızın hiçbir döneminde kullanılmasa.
Kayıt Tarihi : 12.11.2008 13:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!