Aşk...Satır aralarında kalan kısmıyla daha mı güzelleşiyor, bilmiyorum... Herkes birbirine aşkı soruyor, demek ki kimse tam anlamıyla ne olduğunu da bilmiyor..
Kimine göre keskin tarafı bıçağın, kimine göre kör bir hançer...Her aşkta ihanet vardır diyor aşktan geçenler... Beklediklerimizi verebilseydik oysa kim kime nasıl ihanet ederdi ki... Kimse ihanete uğramak istemiyor. Paranoyak gecelere düşüyor bütün uykular.. Şimdi ne yapıyor acaba? Bir sigara lütfen...Biraz viski biraz buz umutlarıma...Telefonu da kapalı, kesin bir haltlar çeviriyor diye düşünürken bu kadar güvenmediği birisi ile neden beraber olduğunu düşünemiyor...Neden?
Aşk...Aşk...İhanetten gebe mi? Bu nasıl bir duygu ki neresini dürtsen kan çıkıyor. Kan çıkmazsa aşk yok. Beni sev sevgili beni sar sarmala, öyle bir sev ki gözün benden başkasını görmesin daha. Ve ben de seni öyle seveyim...Mesele çok da basit aslında ve aslında bi o kadar da karışık.. Anladığım şu...Sanırım karşımızdakini bu kadar çok severken kendimizi sevmeyi unutuyoruz. Tamamen kendimizi...Aşk insanın kendine olan güvenini ayaklar altına alıyor. Doğal sonuç karşı cinse de güven kalmıyor. Ve bunun yansıması olarak saçma gibi görünse de bir beklenti oluşuyor. Ya beni aldatırsa. Şimdi nerde acaba? Offf. Hala aramadı...
Aramasın...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta