S E T E N A Y
Ne bir damla suları,ne bir lokma aşları.
Sanki suçlular gibi,öne eğik başları.
Ayakta kalmak için,kaç nesil savaştılar.
Canları pahasına,ne engeller aştılar.
Artık duman tütmüyor,asırlık ocağında.
Bebesi kucağında,o en güzel çağında.
Tapusu Allahtandı,yok sayıp ayırdılar.
Kendi milletlerini,açıkça kayırdılar.
Ekmek kuyruğu gibi, sırayla dizilmişler.
Her tekneye kırk kişi, sayılıp alınıyor.
Doğdukları toprakta, yıllarca ezilmişler.
Aile bölünse de, kırkbirinci kalıyor.
Yirmisinde ay gibi, kızı işaret etti.
Başını sallayarak, annesine sarıldı.
Memur acımasızca, dipçikle, vurdu, itti.
Öyle çığlık attı ki, gök ikiye yarıldı.
Bu ne ilk ne de sondu, parçalanan aile.
Kırkıncı kişi kesin, kopacak aileden.
Tüm aile yalvardı, taş olsa gelir dile.
Uzaydan gelmiş gibi, memur anlamaz dilden.
Kaptan acı sirenle, başlatır yolculuğu.
Ana vatanlarından, sürgün edilmekteler.
Bir Allahsız üstlenir, tüfekle kolculuğu.
Yolculuk İstanbul’a, tek onu bilmekteler.
Ne bekleyenleri var, ne de beklentileri.
Koyun sürüsü gibi, salınacak çayıra.
Ne dokuları tutar, ne de güzel dilleri.
Felaket bir akıbet, artık Allah kayıra.
Memur tekrar başlıyor, birki otuzdokuz, kırk.
Yurdun yetmiyor gibi, aileni de kaybet.
Çoluk çocuk perişan, hiç dinmiyor hıçkırık.
Ey tarih bu sürgünü, kara harflerle kaydet.
Bütün anılarını, geride bırakarak,
Hatta sevgilisini, anası, babasını,
Ayrılır Kafkaslardan, son bir defa bakarak.
O dönmüyordu, mavna, dönse de arkasını.
Kadersizlik alnının, kara yazısı idi.
Avazı çıktığınca, son bir defa seslendi.
Neredeyseniz bakın, simgemiz bu DOLUNAY.
Baktıkça beni anın, benim adım SETENAY
Bu şiir.09.09.2012 tarihinde saat. 13.35 de 54 YK 500 plakalı Evintur Metro aracının 36.koltuğunda Harem yolculuğunda yazılmıştır.Kaptan:İlhan Akın.Host:Fatih Yalçınkaya Öykü.Dolunay:Hulusi Üstün.
Not: Şiiri okumadan önce öyküsünü okumanız önemle önerilir.
Kayıt Tarihi : 2.11.2012 17:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi. 1864 yılı kafkas sürgünü, dinleyenlerin yüreğini parçalayacak kadar acıklı. Yaşayanlar siz düşünün,bu konuda bir şiir yazmak istedim.İnternete 1864 kafkas sürgünü hikayeleri diye girdiğimde,açılan sayfada Sayın Hulusi Üstün sodaşımın DOLUNAY hikayesini gördüm. Okudum çok etkilendim,ve şiire çevirdim.SETENAY ismi dolunaya kafiyeli olduğundan şiire başlık yaptım.Keşke gerçek adı nedir kim bilir.Şiirim hakkındaki yorumlarınız benim için önemlidir.
son sözümüz, bize onurlu ve dimdik bir duruş bırakan atalarımıza. “…Üzülmeyin bir şafakta doğup bir şafakta ölen atalarım, göklerinde sonsuz maviliği, dağlarında bembeyaz karları ve topraktan fışkırırcasına yükselen yeşili ile o topraklar bizim! bizim olacak...”
TÜM YORUMLAR (1)