Sessizliğin göğsünde büyütülür sevdalar

İlyas Kaplan
1262

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Sessizliğin göğsünde büyütülür sevdalar

en sarp dağdır gönül ,yokuşları
susanır ,ter dökülür
sessizliğin göğsünde büyütülür sevdalar
yakarışların tenhasında ezeli sancıları
nefeslerinde suskun bir isyan yürüyüşü

güneşin ışığı ufuktan doğacak bir gün
yıldızların ululuk burcunda parlayacak
nurlarıyla aydınlanacak yüzler,
yüzlerden yükselecek gülümseyişler
sevinçle parlayan ışıklar vuracak göklere

kalplerde sorular var yakıp kavuran
yalnızlıklar içinde geceleyen benliği aşma derdinde
hangi zırh gelirse gelsin önüne, delip geçer,
o kadar derinden ve sessiz
o kadar gizli ve saklı

unutulmuşluğun puslu kuytularında varlığa hasret
umut demekten sakındığımız o kutlu muradın, o kudsi arzuları
hiç duyamayacağımız fısıltıları fısıldanır ruhlarımıza

biz kalplerimizde çöller büyütürken,
çaresizdir ölüm ,
derinden derine uzun vadeli bir karşı koyma, direnme .

bir ruh ki gönül seyranı olsun sırrı
ulvi iradenin ete kemiğe büründüğü,
çamuru insana dönüştüren
toprağı en güzel kıvamla kıvamlayan

imanın yeniden canlandığı bedenler kıpır kıpır
sonsuz ve sınırsız rahmet vahaları yeşertirken
böylesi kutsallığın beslediği direnç duygusu .
ezeli tebessüm meyvesinin tadı olarak müjdelenir
ebedi teselli ,varlık ağacının kederli köklerine

zaman denilen şey bir ömrün değil bir yüreğin sesi
bir kader değil bir sancı suretinde
her biri ayrı heyecanlar ve ayrı hummaların sadefinden
öylesine zor öylesine çetrefilli

göğsümde sürüp giden bu savaş, zaman üstü
düşünce dağınıklığımdan yağma edilircesine sıyrıldığı .
her yönelişte, içime kıpır kıpır sokuluveren darlanmalar
sinsice seslenen çekişmeler yeni bir harbin, yeni cephesi
kavgaları ,taze çarpışmaları ,yeni bir hevesin siperleri

keskin karanlığın suskunluğunu yastık yaptım başıma
göğünden indirilen yağmurlarla
yokluktan teselli emecek artık kalp sızılarım.
yabanlık kirlerinden, karanlık lekelerinden temizledikleri hesaplaşma yeri
toplanıp da can havliyle saldırdıkları duvar dibi

vicdanların uyuttuğu hikayelerle derin uykulara dalarım
fena ocağının kadim közlerini yeniden alazlar nefesim
düşen ışığın yoğunluğuna tahammül edemediğinden belki
solgun nabzım cehenneminde debelenir

alnımı öpen eşsiz yakınlığın geçmesinden korktuğum için
yüreğimde an an taşıdığım var ediliş mahcubiyetini
saklamak istediğinden gökyüzünde ki melekler
manevi ödüllere kavuşma sevincim ,
aşk ü şevke dönüşür

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 3.2.2018 13:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan