Sessiz Testere Şiiri - Mehmet Cıngır

Deldi yüreğimi zaman ok gibi,
Hissetmiyor kendisini tok gibi,
Değirmen gibi hep can öğütüyor,
Sanki başka hiçbir işi yok gibi.

Nasıl geçer zaman hızlı tren gibi,
Duramaz,derdi yoktur ki fren gibi,
Rüzgâr gibi gelip,yel gibi geçer,
Çalmaz,alarmı yoktur siren gibi.

Gençtim dün ben,gençliğimi kim çaldı,
Güçlüydüm dün ben,gücümü kim aldı,
Bal da yesem bugün,zehir oluyor,
Zehir yesem dün,sanki bana baldı.

Acımasızdır zaman dünya gibi,
Yol keser an be an eşkıya gibi,
Acımadan fırlatır bir kenara
Kullanılmış eski bir eşya gibi.

Kan gibi akar ıssız vahalardan,
Yenilmez ki,çekilsin sahalardan,
Öldüremezsiniz asla zamanı,
Ateş etseniz bile sihalardan.

Zaman,ölüm kokan hırçın bir rüzgâr
Geçmiş asırlardan şimdi kimler var?
Genç-ihtiyar,kadın-erkek demeden
Yuttu bir bir bu aç gözlü canavar.

Zaman nice çiçekleri soldurdu,
Nicesini de toprağa doldurdu,
Merhameti yoktu;bunca insanın
Basıp göğsüne,hırlatıp öldürdü.

Sessiz zalim zaman kimi güldürür?
Acımaz,ölümü bile öldürür
Hiç vakti yok bu sessiz testerenin
Boş durmaz kendine bile saldırır.

Bir vahşinin pençelerinde solan
Aslanı nasıl boğdu zalim zaman?
Kendine bile zaman ayıracak
Zamanı yoktur bu zalimin,aman!

Yolcuyuz hepimiz bir hızlı trende
Garip duygular uyanıyor bende
Parçalıyor herkesi ince ince
Zaman denen bu keskin dişli rende.

Selam güzel Antalya sahilinden,
Öperim sevdiklerimin dilinden,
Övmeyin sakın,neler çekiyorum
Ben o sessiz testerenin elinden.

Hiç bakmaz zaman ne yaşa ne başa,
Fark etmez padişah,vezir,bey,paşa,
Bakmaz kimsenin gözünün yaşına ,
Uzatır musalla denen sert taşa.

Güneşe sır gibi akmak isterim
Zamanın burcunu yıkmak isterim,
Haydi uyan gözlerim,sevgilinin
Huzuruna hemen çıkmak isterim.