İnsanın canı acır mı;
Yüreği yanar mı;
Ya burnunun direği sızlar mı?
Sızlıyor işte.
Bugün bayram ve ben yine mutsuzum.
Saçlarımdaki akları sayamıyorum artık;
Belimi büküyor gidişinin hüznü.
Önceden bir umudum vardı;
Uzakta da olsa bir babam.
Şimdi toprağına sarılıp toprağını kokluyorum.
Siz hiç soğuk bir mezar taşı ile bayramlaştınız mı?
Yüreğimin aklı yok;
Fikri yok;
Kolları yok hasretimin.
Dilimde dondu kaldı kelimelerim;
Babam dedim, mezar taşını gösterdi kader.
"Al sana baba," dedi hayat.
Bugün bayram;
Yârimim babam.
Uğramaz evime ne neşe ne de sevinç;
Kefenle gözlerimin önünden geçişini
Hangi silgi siler?
Hangi dil diyebilir "unut"?
Unutulmuyor babam;
Unutulmuyor.
Geçenlerde iş yerinde makyaj yaparken
Kızlar dedi, "Ne güzel kirpiklerin var."
Babam, ok gibi kirpiklerini;
Gülünce yüzünde oluşan o çukuru;
İpek saçlarını;
Hele cennet kokunu unutamıyorum.
Bal rengi gözlerin her gece geliyor rüyalarıma;
"Unuttum," deyip kendimi kandırıyorum.
Unutamıyorum babam.
Sen benim ilk aciziyetim;
İlk eğilişim;
İlk acım.
Ben güçlü falan değilim.
Ellerini uzanıp öpemedigim gün anladım.
Sessiz kutlayın bayramınızı;
Sessiz olun, yeni uyuttum hasret bebeklerimi.
Uyanmasınlar.
Sessiz kutlayın bayramınızı;
Size helal, bize haram.
16.06.2024 11:11
Kayıt Tarihi : 16.6.2024 11:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!