Sen ki, bâkir bedenlerin en orospu ruhu,
Doğruluktan fersah fersah uzak bir yalan güruhu,
Dönülen sözlerin, bencilliğin açık zuhuru...
Bensizliğe mahkûmsun…
Süremezsin sevmediğin bu şehirden atları;
Kanadı kırık, yüreği buruk, düşük suratları.
Keskin dilin, asi ruhun ördü sana bu muratları!
Bensizliğe mahkûmsun…
Yollar kavuşmaya değil, ayrılığa çıkar;
Gelsen de gelmesen de içimde kapalı kapılar.
Bekleme gelmeyecek, kaçırdığın baharlar.
Bensizliğe mahkûmsun…
Açtığın yaralar iyileşir, sanma kanıyor;
Adın dudaklarımda acı bir zehir gibi yanıyor.
Ne yüzün affedilir ne geçmişin anılıyor,
Bensizliğe mahkûmsun…
Mezarında ağlamayı tercih ederdim.
Bir gülüşüne canımdan vazgeçerdim.
Sorsan inan hiç yaşamamayı seçerim.
Bensizliğe mahkumsun...
Olmayacak yüzünde artık o yangınlı bakış.
Mutluluktan sürgünsün, o cüzdan kapanış.
Artık seni sevmek bile yasak, haram yakarış,
Bensizliğe mahkûmsun…
Kapım kapalı, adın yasaklı kirli her hece,
Gelsen de dönsen de gitti aşk dolu o gece.
Ben seni sevmekten vazgeçmedim sadece...
Bensizliğe mahkûmsun…
Ne bedduam kaldı sana ne de bir dileğim;
Ah edemeyecek kadar sevmeyi seçmişim.
Bu en ağır ceza, bu en sessiz hüküm,
Bensizliğe mahkûmsun…
Kayıt Tarihi : 24.12.2025 22:00:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!