Büyük kapının açıldığını, onu uyandıran sesten anladı..
'günaydın çocuklar, haydi bakalım kalkın, sabah oldu. Kahvaltı sizi bekliyor' diyordu ses. Gözlerini açtı, yanında yatana baktı, usulca dokundu. 'Anne' dedi. Ama, ona bakan gözler annesi değildi. Yavaş yavaş hatırlamaya başladı. Annesi getirmişti onu buraya Öksürdüğü için, sonra da bırakıp gitmişti, hiç bir şey söylemeden. Ayşe'nin ellerini tutup uyumuştu annesi diye...
'Uyandın mı? ' dedi Ayşe...'iyi misin'... Gözleriyle gülüyordu, sesi sıcacıktı. El ele tutuşup banyoya gittiler, yüzünü yıkarken aynada kendini gördü. Yabancı biri vardı karşısında. Korkmuş, ağlamaya hazır, şaşkın bakan biri... 'Elimi bırakma ' dedi, yavaşça Ayşe'ye,sakın bırakma...'Ne yapacağımı bilemem ben, eğer bırakırsan.'...Ve hastanede geçirdiği üç ay boyunca hiç ayrılmadı, iki küçük el..
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim